"Ama insanların gerçekte bomboş oldukları, ama her şeyleri varmış gibi davrandıkları, bolluk içinde yaşadıkları izlenimini veren, ama gerçekte yoksulluk içinde kıvranan insan ilişkilerinde doğruluktan söz etmek çok zor olmalı."
"On beşimdeyken istediğim yegâne şey öğrenmekti. Otuzumda artık olgunlaşmıştım. Kırkımda artık hiçbir kuşkum kalmamıştı. Ellimde gökyüzünün kudretiyle tanıştım. Altmışıma vardığımda iyiyi ve kötüyü, gerçeği ve yanlışı ayırdedebilen ince bir kulağa sahiptim. Yetmişimde ise haddimi aşmadan yüreğimin sesine kulak verebilecek durumdayım."