Büyüklerimizden hep duyardık ya nerde o eski bayramlar diye. Bu kitabı okurken hep aklıma geldi o soru. Nerde o eski baharlar, nerde o eski çocuklar, nerde o eski oyunlar, vb pek çok soru dolandı aklımda. Gerçekten nereye gitti o eski çocuklar, çocukluğumuz? Acaba saklambaç oynarken bir kuytuya saklandı da bulamıyor muyuz yıllardır? Keşke sobeee diyip çıksa bir köşeden ve biz yine eskisi gibi çocuk olup akşam ezanına kadar oyunlara dalsak yine. Öğle yemeğini vakit kaybı gibi görsek de ekmeğin üzerine salça sürüp yesek tekrar. Meyveyi sebzeyi en güzel olduğu mevsimde yesek sadece. Bir doksanlar çocuğu olarak çocukluk o zamanda kaldı bence, şimdiki çocuklar tadamayacak o zamanları maalesef. Ve bu kitabı görür görmez kesin okumam gerek diye düşündüm ve bir kere daha haklı olduğumu anladım. Her cümlesinde geçmişe götürdü beni yazar, o zamanları tekrar tekrar yaşadım defalarca. Her kelimesinde kelimeler düğümlendi boğazıma, duygulandım. Bence doksanlarda çocuk olmuş herkesin okuması gereken bir kitap, mutlaka kendinizden bir parça bulacaksınız Keyifli, özlem dolu okumalar