Zeller ve Eco’nun aynı dönem eserlerine nazaran daha öznel bir anlatıma sahip ancak daha keyifli bir okuma sunuyor. Öznelliği, kendisi de filozof olan birinden bekleneceği kadar sadece.
Diğer kitaplardan farklı olarak, dönemin toplumsal, siyasi ve kültürel değişikliklerinin, düşünsel faaliyetlerin bükülmesine olan etkileri üzerinde daha fazla durulmuş. Logos yada mitos, hangisi olursa olsun, (bir kaç istisna hariç) filozofların içinde bulundukları dönemin gerçekliğinden kopuk bir zihin yapısına sahip olamadıklarını, bunun da öğretilerine doğrudan nasıl yansıdığını sosyolojik bağlamda bu kitapta görmek mümkün.
Antik Yunan deyince siyasi figür olarak hep bahsedilen ve çok da övülen Perikles’in döneminde, sanat, edebiyat ve bilimde yaşanan sıçramaları nasıl başarabildiğinin; benzer şekilde, savaş yazgılı Sparta’nın Platon’nun Devlet’ini nasıl etkilediğinin ve daha fazlasının sebep-sonuçlarını görmek güzel. Bu detaylar okuyucuda, kitapta salt değişik felsefi öğretileri peşi sıra okumadan öte, dönem kültürünü bir bütün olarak değerlendirmeyi olanaklı kılıyor
Son olarak, yazarın Platon ve Aristo’ya ilişkin yorumlarında, onları hem kendi dönemleri ile hem de bir zaman çizgisine oturtarak günümüze kadar süregelen çeşitli etkilerini son derece açık, yer yer ısıran ve bolca da eleştiren bir dille ele alması ezber bozan cinsten.