Abdülhamit Devrinde Sansür

Cevdet Kudret

En Eski Abdülhamit Devrinde Sansür Sözleri ve Alıntıları

En Eski Abdülhamit Devrinde Sansür sözleri ve alıntılarını, en eski Abdülhamit Devrinde Sansür kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdülhamit tahta geçtikten dört ay sonra yayınlanan (23 Aralık 1876) Kanun-i Esasi’nin (Anayasa) 12. maddesinde “matbuat, kanun dairesinde serbesttir” denmekte ise de, padişah, yine Kanun-i Esasi çerçevesi içinde bunu işlemez hale getirmeği başarmıştır: Söz konusu kanuna göre meclisi toplamak, kapatmak, yeniden seçim yaptırmak yetkisine sahip olan padişah, Rus savaşının açılmasına sebep olduğu bahanesiyle Meclis'i kapatmış (Haziran 1877), yine aynı kanunun bir başka maddesinin: "Genel Meclis toplantı halinde olmadığı zamanlarda devleti muhataradan ya da genel güvenliğin bozulmasından korumak için...Vekiller Heyeti'nin vereceği kararlar kanun hükmü ve kuvvetindedir." hükmüne dayanarak da Vekiller Heyeti'ne bir sıkıyönetim kararnamesi yayınlatmıştır (2 Ocak 1877). Bu kararnamede şöyle bir madde vardır: "Askeri hükümet, gerekli görünen kişilerin gece ve gündüz evlerini aramağa; şüpheli ve sabıkalı güruhundan olup hükümetçe tutuklananları, sıkıyönetim altına alınan yerde konutları olmayan kişileri başka bir yere uzaklaştırmağa;...zihinleri karıştıracak yayın yapan gazeteleri hemen kapamağa ve her türlü cemiyetleri (toplantılar, kurullar, dernekler) yasaklamağa yetkilidir." (m. 6)
"Tahtakurusu" da sarayın lutfuna uğramış hayvanlardandır; gazetelerde adı geçmezdi, çünkü "tahtı kurusun" dileğini ses bakımdan uzaktan uzağa akla getirir gibiydi.
Reklam
Türkiye'de basın üzerinde baskı ve sansür denince akla hemen Abdülhamit devri gelir. Oysa sansür ve benzeri baskılar daha önceki devirde başlamış; Abdülhamit o konuda epey zengin bir birikime mirasçı olmuş, geçmişteki denemeleri gözönünde bulundurarak, sistem üzerinde her yıl biraz daha oynamış, onu bir kuyumcu gibi işlemiş, "geliştirmiş"; kanun ve tüzüklerdeki bütün boşlukları doldur- muş, açık kapıları tıkamış; kurduğu düzeni tam 33 yıl hiç aksatmadan uygulamıştır.
Türkiye'de basınla ilgili ilk "nizamname" (tüzük) Abdülaziz devrinde yayınlanmıştır (Aralık 1864). Fransa'da I-II. Napoleon zamanında hazırlanan (1852) basın kanunundan çevrilen bu nizamname, İkinci Meşrutiyet devrinde çıkarılan (Temmuz 1909) Matbuat Kanunu'na kadar yürürlükte kalmıştır.
Evleri basmak, kişileri sürmek, gazeteleri kapamak, toplantıları yasaklamak vb. gibi eylemlerle otuz üç yıl sürecek ve gittikçe şiddetlenecek olan baskılı yönetim, Abdülhamit'in tahta çıkışından aşağı yukarı bir yıl sonra işte böyle başlamış, toplumun özellikle aydm kesimini kasıp kavurmuştur.
Abdülhamit'i övmek için yazılmış olanlar dışında, Türkiye'den söz eden her kitap gümrükte tutulur ve alıkonurdu
Reklam