Soren Kierkegaard'ın kitaplarını anadilinden okuyabilmek için hiç üşenmeden Danca öğrenen, zamanın faşist Franco rejimine karşı "ya herro ya merro" deyip de karşı çıkan, o güne kadarki bütün edebiyat akımlarını reddedip "nivola" adında bir tür ortaya atan çok manyak bir yazardı
Miguel de Unamuno
Bu varoluşçu yazarın ismini hayatlarınızda ilk kez duymuş olabilirsiniz fakat bu iletiye rastgelenlerden İspanya'da en sevilen ve en cesur yazarlardan biri olan Unamuno'nun Sis ve Günlükler kitaplarını okumalarını tavsiye ediyorum. Bir Dostoyevski İnsancıklar ya da Yusuf Atılgan Aylak Adam kitabı tadı alacağınızdan şüphem yok.
Ayrıca beni bilenler bilir, yazarlara yapılan Türkiye'nin Nietzsche'si, Doğu'nun Kafka'sı şeklindeki atıfları hiç sevmem. Peki Unamuno için hazırladığım okuma rehberi videosunun başlığında Unamuno'ya neden İspanya'nın Dostoyevski'si deyip kendimle çelişkiye düştüm? Bu sorunun cevabı da videonun içerisinde saklı:
ytbe.one/_xHgWiYVI4o
Videoyu izlemek istemeyenler için kronolojik okuma sırası:
Miguel de Unamuno
~KENDİMCE~
Bilimsel ifadesiyle; psikolojik tahlil. Bu beceri bazı insanlarda kendiliğinden gelişmiş iken bazı insanlar da bunun eğitimini alıp akademik alana geçerler.
Her insan özeldir;
Miguel de Unamuno
~KENDİMCE~
"Kedi ulaşamadığı ciğere murdar dermiş." Bu atasözümüz çok bilinir. Elde edemediği bir şeyi kötüleyen kişiler için kullanılır. Bu alıntıda tabir edilen kişiler için kullanımı da çok yerindedir. Tabi, kötülemek ve nefret etmek farklı durumlardır. Nefret, kötülemekten çok daha fazla şey yaptırabilir. İftira, zulmetme, hapsetme...
Zihin dünyası kısıtlı olan kişiler, herkesin zihni kendilerininki gibi olsun isterler, fazlası zararlı diye düşünürler. Bu, cahilliklerindendir. Ancak bir de bazıları vardır ki; zihin dünyası geniş ve gelişmiş olan kişileri kıskanırlar, haset ederler. Kendi ulaşamadıkları başarılara, kendi düşünemedikleri konulara, hayal edip tasarlayamadıkları alanlara kimsenin ulaşmasını, düşünmesini, hayal etmesini istemezler. Bu yüzden iftira atarlar, zulmederler, hapsederler.
Zihin, normal olarak, dünyaya doğuştan itibaren sınırlarını, konularını, çeşitliliğini elde eder. Bilgiler ve düşünce şekli doğumdan itibaren zihni şekillendirir. Bir insan maddi dünyada özgür olmasa da zihinsel dünyasında bütün özgürlüklere sahip olabilir. Hayal de zihne dair bir şey olduğuna göre; kişi, zihin dünyasındaki özgürlüğü ölçüsünde hayal edebilir.
Zihin dünyası kısıtlı olan kişilerin asıl nefret ettikleri şey hayal gücü değil, zihinsel özgürlüktür.
「 Serhat Şahiner 」
@SerhatSahiner
·
04 July 2022 03:35
"En çok nefret ettikleri şey, sahip olmadıkları hayal gücüdür."
Sayfa 50 - T.İ.B. Kültür Yayınları E-KitapKitabı okudu
Miguel de Unamuno
~KENDİMCE~
İlişkilerde tanıma süreci çok önemlidir, dikkat etmek gerekir. Kişilerin birbirini iyi tanıyabilmesi için düşünceleri, davranışları, duyguları gizlememesi gerekir. Normalde beğenilmeyen bir söz ya da bir davranış, sırf karşıdakine iyi görünmek için ya da karşıdakinin canı sıkılmasın diye söylenmiyorsa, beğenilmediği belli edilmiyorsa; bence bu yanlıştır. Tanıma, tanışma sürecinde içten olmak gerekir. Bu hem kişinin kendisi için, hem de karşısındaki kişi için olması gerekendir.
Böyle gerçekleştirilen tanıma aşamasında; yani samimi, gerçek, doğru olan davranışların, söylemlerin, tepkilerin olduğu tanışma aşamasında kişi, karşısındaki insanı doğru bir şekilde tanırken, kendisinde de daha önce farkına varmadığı özellikleri görür, tanır. Yapılan bir davranışa, söylenilen bir söze karşı ne hissettiğini, ne düşündüğünü anlar. Kendisini tanıdıkça karşısındakini de daha iyi anlayıp tanıyacaktır.
Kendi özelliklerinin farkında olmayan, kendini bilmeyen, tanımayan kişi karşısındakileri hiç tanıyamaz, anlayamaz.
「 Serhat Şahiner 」
@SerhatSahiner
·
04 July 2022 01:21
"İkisi de ötekini tanırken, kendisini tanımayı öğrenmişti."
Sayfa 9 - T.İ.B. Kültür Yayınları E-KitapKitabı okudu