Aç Harmanı... Yürek burkan bir deyim. Zorda kalanın, ekinler yeni olgunlaşmaya başladığında dövdüğü erken harman... Geçmişte kaldığını sandığımız gerçekler, değişik biçimlerle günümüzde de sürüyor. Kent sokaklarında iş bekleyenler, sabahın erinde çöp bidonlarını karışkıranlar, halk ekmek kuyruklarında bekleşenler bir başka aç harmanı dövmüyorlar mı sıkıntıyla...
"Başaran, öykülerinde toplumsal gerçekleri içinde köy insanının dünyasını, duyguları, düşünceleri, gelenekleriyle var olma kavgası verişini işliyor. Sosyo-ekonomik yapıdaki değişimlerin onun dünyasındaki yansımalarını çiziyor. Klasik öykülemelerin sınırları içinde ama ustaca." (Atilla Özkırımlı)