“ Çocukluk hala, küçük bir köpek gibi eşlik ediyor bana, hani bir zamanlar neşeli bir yol arkadaşıdır da, şimdi bakmak ve kırıkları sarmak , binlerce ilaç vermek zorundasınızdır ona , ellerinizde ölmesin diye. “
"Yatılı okumak dışardan görüldüğü kadar kötü değildir aslında. Hele küçücük yaşta sırtına evin, kardeşlerin yükü binen yoksul kızlar için lüks bile sayılabilir yatılı okul. Gereksiz yığınla kural olduğu doğrudur, ama insanın tümüyle kendisine ait olduğunu bildiği zamanlar da vardır. "
"Münevver'le kardeştik; ablası ablama, abisi abime benziyordu, ama en çok, o bir şeye üzüldüğünde içimin sızlamasından anladım onun kardeşim olduğunu."
"O, benim için her zaman en olmadık şeylerin olmasıydı zaten. Bağdan gelirken yoluma çıkıp uzattığı hışırdamayan o sarı kağıt da imkansız bir kağıttı."
"Sabah olmuştur, diyor içim. Ne insan sesi, ne tazyikli su sesi, ne de çığlıklar... Sessizlik genişletiyor ; her yerdeydim, hiçbir yerdeydim, ölümle dirim birbirine sarılmış gibi... Ne olursa olsundaydım! Öyle miyim gerçekten?"