Büyük kamusal meseleler artık kitle şiddeti (veya savaşı) için zemin oluşturmadağından ötürü, yani hegemonik ideolojimiz bizi hayattan zevk almaya veya Benliklerimizi gerçekleştirmeye çağırdığından ötürü işkenceye ve başka bir insanın öldürülmesine karşı duydukları tiksinneyi aşmak çoğu insan için güçtür. İnsanların çoğu ahlakıdır: Onlar için başka bir insana işkence etmek veya onu öldürmek son derece travmatiktir. Bu yüzde. Bunları yaptırmaya devi edebilmek için ehemmiyetsiz bireyin öldür eye ilişkin endişelerini solda sıfır bırakacak daha büyük bir 'kutsal Sebep' gerekir. Din ve etnik aidiyet bunun için çok uygundur.
"Yeryüzüne barış getirdiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim" (Matta 10:34).
Aynı mantık uluslararası ilişkiler için de geçerlidir: Egemen devlelerin ortadan kaldırılması ve tek bir dünya devleti veya iktidarının kurulması, şiddetli anlaşmazlıkları imkansız kılmaktan ziyade bu şiddete sınır koyacak egemen devletlerin olmayışıyla bir "dünya imparatorluğu" içinde yeni şiddet biçimleri için alanlar açacaktır: "kozmopolit ideal, bırakın ebedi barışı güvence altına almayı, sınırsız bir şiddete zemin olacaktır."