Acı Reçete
Arthur HaileyFeatured Acı Reçete Posts
You can find Featured Acı Reçete books, featured Acı Reçete quotes and quotes, featured Acı Reçete authors, featured Acı Reçete reviews and reviews on 1000Kitap.Bütün bu haksızlıklara rağmen, yine de bazı çirkin gerçekler su yüzüne çıkmaktaydı. İlaçlarını fahiş fiyatlara satılması, yasa dışı etiket yapıştırılarak fiyat arttırılması, devlet ihalelerinde el altından anlaşmalar, doktorlara yanıltıcı ilânlar, yan etkilerin hafifsenmesi, hatta saklanması.
Sayfa 86 - ALTIN KİTAP YAYINEVİ
satıcı gibi düşünmek
<< İki şeyin farkına vardım. Birincisi, satıcı gibi düşünmekten ve zorla satış yapmaya uğraşmaktan vazgeçmem gerekiyordu. İkincisi de doktorlar benden çok bilse bile, elimdeki ilaçlarla ilgili onların bilmediği şeyleri bulup öğrenmek zorundaydım. Bu bilgilerin onlara yardımı olabilirdi.
Sayfa 41 - ALTIN KİTAP YAYINEVİ
Sonra bir de ilaç şirketlerinin ilânları var. Doktorlar o ilânlarda anlatılanlara kapılıyor. Ama o ilânlar doktorlara asıl bilmeleri gereken şeyleri söylemiyor.
Sayfa 46 - ALTIN KİTAP YAYINEVİ
«Pekâlâ. Sanayi’nizin en ahlâksız yanı, sizin çalıştığınız bölümü... yani satışlar. Sizin şirketiniz de, ötekiler de kesinlikle aşırı satış yapıyorsunuz. Kabaca, istihzayla, hainlikle. Temel olarak mantıklı sayılabilecek ilaçları ele alıyorsunuz. O ilaçların tıbbî kullanımı sınırlı. Ama siz kocaman, amansız satış kampanyalarıyla o ilaçları ihtiyaç duymayan, paralan yetmeyen, yutmaması gereken insanlara veriyor, reçetelere yazdırıp onlara yutturuyorsunuz.»
Sayfa 321 - PDFKitabı okudu
reçetesiz mallar çerez parasıdır.
«Pekâlâ öyleyse, duruma şöyle bak. İkimizin de çok iyi bildiğimiz gibi reçeteli bir ilaç milyonlarca dolarlık araştırmalar ister, satışa hazır olması beş-altı yıl zaman alır. Reçetesiz mallar için ise, formülasyona altı ay, hattâ daha kısa bir süre yeterlidir, maliyeti çerez parasıdır. Esas para ondan sonraki
adımda, ambalaja, reklama ve satış masraflarına gider.»
Sayfa 128 - PDFKitabı okudu
sattıkları ilacı reçeteye yazdırmayı sağlamak için
«Kocamın doktorluk tecrübelerine de dayanarak bana söylediğine göre, kendisini ziyarete gelen satış elemanlarını aklından üç gruba ayırıyormuş. Birinci grup, şirketlerinin ilaçları konusunda dürüst bilgiler veren, zararlı yan etkileri de söyleyenlere. İkinci grup, bilgisiz olanlar ve satmaya çalıştıkları ilacı doğru dürüst tanıtamayanlar. Üçüncü grup da, sattıkları ilacı reçeteye yazdırmayı sağlamak için herşeyi yapan, yalan bile söyleyenler.
Sayfa 71 - PDFKitabı okudu
Reçetelere gereğinden biraz fazla ilaç yazıldığını
«Ahlâksız sözü fazla kuvvetli,» dedi Celia. «Öteki sözler de öyle. Reçetelere gereğinden biraz fazla ilaç yazıldığını herkes kabul eder ama...»
«Gereğinden biraz fazla mı! Fazla ilaç yazmak bir norm oldu artık. Ama bu normu sizler bilerek, isteyerek, planlayarak, hattâ belki dualar ederek sağladınız....»
Sayfa 321 - PDFKitabı okudu
Bütün bu haksızlıklara rağmen, yine de bazı çirkin gerçekler su yüzüne çıkmaktaydı. İlaçların fahiş fiyatlara satılması, yasa dışı etiket yapıştırılarak fiyat arttırılması, devlet ihalelerinde el altından anlaşmalar, doktorlara yanıltıcı ilânlar, yan etkilerin hafifsenmesi, hattâ saklanması.
Sayfa 86 - PDFKitabı okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabı 
Hastane sağlık sektörünün sorunlarını aktarıyordu. Bu kitap ise adından anlaşılacağı gibi ilaç sektörü hakkında yazılmış bir roman. 
Arthur Hailey ciddi konularda yazan ciddi anlatımlı bir yazar. İşin roman kısmı yavan ama anlatılanlar konu itibarıyla şok edici.
Sahte ilaç tartışmalarının ayyukaya çıktığı bu günlerde bana çok şey ifade eden satırlar okudum. Terazinin bir keresinde para, diğerinde vicdan varsa sonuç ne olur tahmin edebilir misiniz?
Yazar nihayetinde Celia' nın kocasi Andrew' ın ağzından kendi kanaatini söyleyerek konuyu noktalamış.
" Andrew düşündü, yine devam etti. «Nutuk atıyor olsam... ki atıyorum galiba... tek dinleyiciye olsa bile... derdim ki, senin sanayiin, tüm kusurlarına, tüm eleştirilere rağmen, insanlığı kurtaran bir sanayi, sevgilim.»
Sonuna dek katılıyorum. Zaman içinde insanların basit hastalıklardan öldüklerini düşünüp şu an gen teknolojisinin varlığını göz önünde bulundurarak geldiğimiz noktadan memnunum.
Sadece sağduyulu hareketlere ihtiyacımız var.
düzinelerce yüzgeçli çocuk doğmaya başlamıştı.
1961 Nisan’ında Batı Almanya’da doktorlar salgına benzeyen bir durumla karşılaşıp afalladılar. Bebekler acıklı biçimde kusurlu doğuyordu. Kolları, bacakları yoktu. Onların yerine ufacık, işe yaramaz, yüzgeç gibi bir şeyler göze çarpıyordu. Önceki yıl iki olay rapor edilmişti. Bu bile inanılmayacak bir orandı. Bilim adamlarından birinin dediği gibi, «İki başlı doğan çocukların sayısı bile bundan fazlaydı,» ama, yine de! Üstelik şimdi birdenbire düzinelerce yüzgeçli çocuk doğmaya başlamıştı.
Sayfa 113 - PDFKitabı okudu