"Dünyada kapitalizmin zaferinden bahsedebiliriz; fakat demokrasinin zaferinden henüz değil. Bugün dünyada hakim olan politik ve ekonomik koşullar arasında ciddi uyumsuzluklar vardır. Küresel bir ekonomimiz var; fakat politik düzenlemeler hala sıkı bir şekilde devletin egemenliğine dayandırılmaktadır. Küresel toplumun ihtiyaçları devletlerin egemenliği ile nasıl uzlaştırılabilir? Günümüzde karşılaştığımız can alıcı problem budur." Peki bir açık toplumun özgül koşullarına nasıl sahip olabiliriz? - Düzenli, serbest ve adil seçimler; - Özgür ve çoğulcu medya; - Bağımsız yargının koruduğu bir hukuk düzeni; - Azınlık haklarının anayasal güvence altında olması; - Mülkiyet haklarını gözeten, dezavantajlı kesimlere sosyal güvenlik şemsiyesi ve fırsatlar sağlayan bir piyasa ekonomisi; - Çatışmaların barışçıl çözüme kavuşturulması konusunda kararlılık; - Yolsuzlukları engellemeye yönelik işleyen bir yasal düzen" "Bu ilkeler çerçevesinde, bu kitabı hayatımın eseri olarak düşünüyorum ve yaşadığım sürece üzerinde çalışmaya devam edeceğim."
"Dünyada kapitalizmin zaferinden bahsedebiliriz; fakat demokrasinin zaferinden henüz değil." Dünya Bankası, IMF, Birleşik Devletler, Avrupa Birliği, Sovyetlerin Çöküşü, Asya Krizi vb. örnekler gösterilerek kapitalizm de bir reform yapılmasını savunan ve Dünyada Açık Toplum inşa etmek isteyen bunu yaparken ülkelere fon göndererek Sivil Toplum Örgütlerine yardım yaparak başarmaya çalışmak..
... tabiat güçlerinin üzerindeki artan kontrolümüzden dolayı, sosyal çatışmalar daha yıkıcı olmuştur. Birbirimizi öldürme yeteneğimiz büyük ölçüde artmıştır.
... enformasyonun serbest dolaşımının insanları demokrasiye sevkedeceği kesin değildir; özellikle de demokrasilerde yaşayan insanlar demokrasiye evrensel ilke olarak inanmazken.
Sovyet İmparatorluğu'nun 1989'da çöküşü ve daha sonra 1991'de Sovyetler Birliği, bölgeyi açık toplumlara dönüştürmek için tarihi bir fırsat sundu. Fakat Batı demokrasileri fırsatı kaçırdı; bütün dünya sonuçlarına katlanıyor.
-Düzenli, serbest ve adil seçimler; -Özgür ve çoğulcu medya; -Bağımsız yargının korunduğu bir hukuk düzeni; -Azınlık haklarının anayasal güvence altında olması; -Mülkiyet haklarını gözeten, dezavantajlı kesimlere sosyal güvenlik şemsiyesi ve fırsatlar sağlayan piyasa ekonomisi; -Çatışmaların barışçıl çözüme kavuşturulması konusunda kararlılık; -Yolsuzlukları engellemeye yönelik, işleyen bir yasal düzen.
WTO (Dünya Ticaret Örgütü) işçi ve çevre standartlarına yapılan ihlallere ceza uygularsa, az gelişmiş ülkeleri cezalandırmış olur; çünkü en büyük suçlular onlardır. Bu da oyun alanının onların aleyhine dönmesine sebep olur. Az gelişmiş ülkeler bunlara dayanamazlar ve WTO çökebilir.
"Dünyada kapitalizmin zaferinden bahsedebiliriz; fakat demokrasinin zaferinden henüz değil. Bugün dünyada hakim olan politik ve ekonomik koşullar arasında ciddi uyumsuzluklar vardır. Küresel bir ekonomimiz var; fakat politik düzenlemeler hala sıkı bir şekilde devletin egemenliğine dayandırılmaktadır. Küresel toplumun ihtiyaçları devletlerin egemenliği ile nasıl uzlaştırılabilir? Günümüzde karşılaştığımız can alıcı problem budur." Peki bir açık toplumun özgül koşullarına nasıl sahip olabiliriz? - Düzenli, serbest ve adil seçimler; - Özgür ve çoğulcu medya; - Bağımsız yargının koruduğu bir hukuk düzeni; - Azınlık haklarının anayasal güvence altında olması; - Mülkiyet haklarını gözeten, dezavantajlı kesimlere sosyal güvenlik şemsiyesi ve fırsatlar sağlayan bir piyasa ekonomisi; - Çatışmaların barışçıl çözüme kavuşturulması konusunda kararlılık; - Yolsuzlukları engellemeye yönelik işleyen bir yasal düzen" "Bu ilkeler çerçevesinde, bu kitabı hayatımın eseri olarak düşünüyorum ve yaşadığım sürece üzerinde çalışmaya devam edeceğim."