Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.7
Acımak
Reşat Nuri GüntekinOldest Acımak Reviews
You can find Oldest Acımak quotes, oldest Acımak book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Her şeye ön yargılıyız. Ah şu ön yargılarımız yok mu? Acımak Reşat Nuri Güntekin’den okuduğum ilk kitap. Kitabın baş kahramanı Zehra’dır. Olay örgüsü onun etrafında dönüyor. Kitaptaki tek sıkıntı sadece eski kelimelerin çokluğu. Hâl böyle olunca da okumak biraz zorlaşıyor. Ama yine de mükemmel betimlemeleri var ve kendinizi bir an da olsa kurguya kaptırabiliyorsunuz. Sadece yaşattığı o nostalji için bile okunabilir…
Ben insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla ölçülebileceğine kaniim. Evet dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi insanlığımızın derecesini öğretir... Fikrimce yalnız doğruluk hastalığı bir hak ve hakikat meselesi etrafında toplanmak kabiliyeti bir cemiyeti mesut etmeğe kâfi gelemez... Bunun için acımak birbirimizin feryadını iniltisini duyabilmek de lâzım...
#reşatnurigüntekin kalemi ile tanışma kitabım olmuştu Acımak. İlle de bu kitapla başlamak istemiştim. Kısacık belki ama konu olarak aşırı dolu bir kitap. Bende bıraktığı tadı anlatmak çok güç.
Zehra çok disiplinli, azimli, ayakları yere sağlam basan bir öğretmen. Kendi doğruları var Zehra öğretmenin. Hayat ona babasından yana gülmediği için asla taviz vermeden kendi dogrulari üzerinde yaşayan bir insan. Gel zaman git zaman derken bir gün bir haber alıyor. Babası ölüm döşeğindedir ve ölmeden son kez kızını görmek istemektedir. Ah işte bundan sonrası Zehra için pek fena. Zehra, her şey başıma gelsin de bu sözü işitmeyeydim kafasında idi. Babaya zalim falan diyoruz da işte işin aslına bakmalı bir de.
Kitabın sonu dehşet bir şey. Ah ah yüreğim sızladı okurken. Gözlerim dolu dolu okudum ben de o satırları Zehra ile birlikte.
#parlakmeltemkitapligi
Acımak ( Göründüğü gibi değil)
ACIMAK…
Kendini içine çeken Roman klasik romanlar gibi giriş gelişme sonuçtan ziyade, neden -sonuç, Sonuç - neden ve sonuçlar şeklinde gelişmektedir. Olay örgüsü ve yaşantılarla Kitap iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Zehra öğretmeninin çocukluğu ve ailesi ile yaşadıkları zorlu hayat anlatırken ikinci bölümde hiç sevmediği babasının hatıralarını okurken babasının ve kendi çocukluğunun hikayesi karşısına çıkmaktadır. İlk bölümde Zehra olacak ikinci bölümde Mürşit olacaksınız. Romanda; Sert, disiplinli, hiçbir herşeye acıması olmayan Zehra öğretmen babasının öleceği haberini almasına rağmen babasını inkar etmektedir. Sonradan gitmeye karar verir ama ölümüne yetişmiştir. Aile dostları tarafından Babası Mürşit beye ait olan bir sandık Zehra’ya verilir. Sandığın içinden çıkan Hatıralarının yer aldığı bir kitap çıkar. Kitabı okuyan Zehra çocukluğunda yaşadığı olayların farklı bir boyutunu ve yüzüyle karşılaşacaktır. Aslında hiçbirşey göründüğü gibi olmadığını görür . O artık Acımak duygusunun ne olduğunu öğrenecektir. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Çok beğeneceğiniz ve bir kitap….
Insanin ön yargısı o kadar lanetlidir ki ona hiç sahip olmamak ister çünkü ona senelere mal olan pişmanlıktan ve vicdan azabindan başka bir şey getirmez.
Acımak, çok yetenekli bir öğretmen olan Zehra’nın trajedik hikayesini anlatan güzel bir roman. Romanın başındaki düşüncelerim ile sonundaki düşüncelerim tamamen değişti. Kitabın başında sonucunu tahmin etmek mümkün değil. Tamamen akıcı, okuması keyifli bir roman.
Bu kitap eve gelmek kadar huzurlu
Son zamanlarda okuduğum muhteşem bir kitap. Herkese tavsiye ediyorum mutlaka okuyun okutun.
Hayatın bir insanı nasıl dönüştürdüğünü ve sevgisiz kalmış bir insanın gördüğü ufacık bir sevgi kırıntısından kendi hayatının ne kadar alt üst olduğunu anlatan bu harika eser empati yapmayı ön yargıyı çok güzel aktarmış ayrıca her duygu gibi acıma duygusu da tüm insanlar da bulunmalı ne yaşarsak yaşayalım duyguları silmek yada yok saymak insanlığımızı eksilttigini düşünüyorum.
Duygusal bir dönemde olduğum için son sayfalar da hüngür hüngür ağladım Ağlamak da gülmek kadar insani bir durum sonuçta Ayrıca kitap da Yeşilçam esintisi var insanın içini sımsıcak tutuyor her şeyin güzel olacağını inandırıyor.
Mutlu Ramazanlar!
Bizim yazarlarımızı, bizi anlatanı, bizden olanı çok seviyorum. Sevmemek mümkün mü? Türk yazarları serimize Reşat Nuri Güntekin ile devam ediyoruz ve ilk kitabımız Acımak. 1928 yılında yani 86 sene evvel yayımlanan bu eserde bizi güzel bir konu karşılıyor. Burada bir soru geliyor aklımıza. Bizler iyiler miyiz yoksa kötüler miyiz?
Reşat Nuri Türk edebiyatında en sevdiğim yazarlardan biri, her ne kadar çok az eserini okumuş olsam da.
Kitapları okuyup bitireceğim ya da beğenmeyeceğim bir yeri olacak korkusu ile okumayı ertelemek gibi bir huyum var maalesef. Acımak'ta bu eserlerden biriydi. Okuduğumda anladım ki bu zamana kadar bekleterek nasıl bir hata yapmışım.
Kitabımız idealist, görevini layığı ile yapan, herkesin imrendiği Zehra Öğretmeni konu alıyor.
Zehra ne kadar iyi bir insan olsa da kurallarına fazlasıyla bağlı. Hayatında eksik bir duygu barındırıyor. 'Acımak.'
Zehra Öğretmen'in öğrencileri asla hata yapmamalı, giyim kuşamı düzgün olmalı, hepsi okula zamanında gelmeli...
Zehra Öğretmenin aldığı bir mektup sonrası aslında bizi duyguya sokan kısım. Zehra Öğretmen'in alkolik, kumarbaz, aile fertlerinin ölümüne neden olan babası ölüm döşeğindedir. Yıllardır görmediği, ailesini felakete götüren adam olan babası Zehra için pek iyi duygular hissettirmese de onun yanına gider ve babasına ait olduğu söylenen bir defter ile geçmişe yolculuk başlar.
Babası gerçekten Zehra'nın bildiği gibi biri midir yoksa ona küçük yaşta öğretildiği için mi onu kötü biri olarak düşünüyordur.
Kitapta bizlere anlatılmak istenen fikir önyargılı davranışlarımızın bizlerden neler götürdüğü. Bunca yılın önyargılar yüzünden heba oluşunu okuyoruz.
Keyifli okumalar dilerim.
Acımak ne kadar da büyük bir lütufmuş dedirten kitap. Rabbim merhamet versin bizlere.
Karşımızdaki insanı dinlemek, önyargılarımızdan uzak bir şekilde iletişim kurabilmek ne kadar da önemli. Başkalarının sözleri ile insanları yargılamamak ve bunu hayatımızda düstur edinebilmek.
Mürşit bey ve ailesinin başta büyük bir saadetmiş gibi başlayan ilerleyen süreçte aslında beklentisi, hayallerinin ötesinde içinde bulduğu gerçekler, hayatının gittiği yöne müdahale edememesi, çok sevdiği evlatlarına hiçbir şekilde yaklaşma imkanı bulamayıp evlatlarına en yakın olduğu anda bile yaşadığı ızdırap ve hasret…
Zehra’nın zalim bildiği babasından aslında en büyük desteği gördüğünü acı bir şekilde öğrenmesi..
Kesinlikle okunmalı ve okutulmalı…