Reşat Nuri Türk edebiyatında en sevdiğim yazarlardan biri, her ne kadar çok az eserini okumuş olsam da.
Kitapları okuyup bitireceğim ya da beğenmeyeceğim bir yeri olacak korkusu ile okumayı ertelemek gibi bir huyum var maalesef. Acımak'ta bu eserlerden biriydi. Okuduğumda anladım ki bu zamana kadar bekleterek nasıl bir hata yapmışım.
Kitabımız idealist, görevini layığı ile yapan, herkesin imrendiği Zehra Öğretmeni konu alıyor.
Zehra ne kadar iyi bir insan olsa da kurallarına fazlasıyla bağlı. Hayatında eksik bir duygu barındırıyor. 'Acımak.'
Zehra Öğretmen'in öğrencileri asla hata yapmamalı, giyim kuşamı düzgün olmalı, hepsi okula zamanında gelmeli...
Zehra Öğretmenin aldığı bir mektup sonrası aslında bizi duyguya sokan kısım. Zehra Öğretmen'in alkolik, kumarbaz, aile fertlerinin ölümüne neden olan babası ölüm döşeğindedir. Yıllardır görmediği, ailesini felakete götüren adam olan babası Zehra için pek iyi duygular hissettirmese de onun yanına gider ve babasına ait olduğu söylenen bir defter ile geçmişe yolculuk başlar.
Babası gerçekten Zehra'nın bildiği gibi biri midir yoksa ona küçük yaşta öğretildiği için mi onu kötü biri olarak düşünüyordur.
Kitapta bizlere anlatılmak istenen fikir önyargılı davranışlarımızın bizlerden neler götürdüğü. Bunca yılın önyargılar yüzünden heba oluşunu okuyoruz.
Keyifli okumalar dilerim.