“....Benim bildiğim, karşındakinin sözünü dinler, sonra da sen konuşursun. Güya bana derdimi sordular; dinleyenler benden çok konuştu! Be muhterem, bekle, lafımı bitireyim, sonra da sen konuş! Sinirimden kulağımın ağrısı daha da azdı sanki...Tövbe Yarabbi... Tövbe... Ağzımı açmamalıydım ama ona da izin vermezler ki!”
"Merhabalar Kapriel Ağa"
"kusura bakmayın Kapriel Ağa, bilmem ki nasıl af dilesem sizden." "Af dileyecek Bir şey yok, sana bir şey olmasın,. Bize göre hava hoş ama kaldıramıyorsun içme birader, yazık değil misin?"
Sinirlenirsin fakat adabımuaşeret, terbiyesizliği karşındakinin yüzüne vurmayı yasak etmiştir sana. Gider dükkanı açarsın, işlerin bütün gün ters gider. Kızgın olup da işinizin rast gitttiği bir gün hatırlıyor musunuz?”