Adil Hafızanın Işığında Osmanlı'nın Son Savaşı

Altay Cengizer

Adil Hafızanın Işığında Osmanlı'nın Son Savaşı Gönderileri

Adil Hafızanın Işığında Osmanlı'nın Son Savaşı kitaplarını, Adil Hafızanın Işığında Osmanlı'nın Son Savaşı sözleri ve alıntılarını, Adil Hafızanın Işığında Osmanlı'nın Son Savaşı yazarlarını, Adil Hafızanın Işığında Osmanlı'nın Son Savaşı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüm büyük güçlerin savaşa girmelerine neden olan esas sebeplerin yanı sıra bizatihi savaşın başlamasıyla ortaya çıkmış; ikinci, üçüncü sırada duran amaçları vardı. Esas meselesi Almanya ve Alsace Lorraine olan Fransa, Filistin ve Suriye yönünde de amaçlar taşıdı diye, bunlar Fransa'nın savaşa giriş nedeni addedilemez; muharip tarafların savaş sonrasında ortaya çıkmasını arzuladıkları bir sürü yeni düzenleme de savaşa girişlerinin sebebi olarak gösterilemez. Liberal emperyalist izahat ve ona koşulu Ermeni anlatısı ne kadar çarpıtmaya kalkışsa da Osmanlı İmparatorluğu içn esas mesele, Çarlık Rusyası'ndan kaynaklanan tehdit, bu meyanda İstanbul ve Boğazlar'ın korunması ile Doğu Anadolu'nun işgalinin önüne geçilmesi olmuştur. Diğer her şey, bu asli endişenin çok altına düşer, hiçbir şey bu temel gerçekliğin önünü perdeleyemez.
Sayfa 388
1913 yılı sonunda yani Avrupa ittifaklarının evriminin bu geç aşamasında, Osmanlıların limanlarının işgal edilmesinin Almanya tarafından düşmanca ya da dostluk dışı bir davranış olarak görülmeyeceği bizzat Çarlık'ın Dışişleri Bakanı tarafından dile getirilebiliyorsa, Türk-Alman ittifakının hangi sağlam ve humuslu topraklar üzerinde yükselmiş olduğu epey bir sorgulanmak gerekir.
Sayfa 369
Reklam
Osmanlıların büyük güçlerde olmayan en büyük ikilemi, Çarlık Rusyası bir ölçüde dışarıda bırakılacak olursa, sanayileşmiş ülkeler arasında patlayan cehennemi bir savaşa, hem de sadece savaştığı cephelerin çeşitliliğine bakılacak olduğunda görülebileceği üzere, sanayileşmiş bir büyük güçten beklenen tüm rolleri de üstlenmiş olarak katılmak zorunda kalmış olmasıdır. istatistik, Rusya'daki demiryollarının Osmanlı İmparatorluğu'ndaki demiryollarından tam on bir kat daha uzun olduğunu göstermektedir. Bir diğer sanayileşme göstergesi olarak, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki kömür üretimi sadece 600.000 ton civarındayken, Rusya'da 16.2 milyon ton, yani neredeyse otuz kat daha yüksekti. Öte yandan, imparatorluktaki yaygın muafiyet sistemi yüzünden nüfusu zaten hasımlarından daha az olan Osmanlılar, yeterli sayıda asker de celp edemiyorlardı. Celp oranı Rusya'da da düşük olmakla beraber Osmanlılardan tam beş misli nüfusa sahip olan Çarlık, sayıca güçlü ordulara sahip olmakta fazla bir sıkınuyla karşılaşmıyordu. Nihayet Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'ndan daha zengin, her ne kadar “milletler zindanı” olarak anılmaktaysa da çok daha mütecanisti, Osmanlı İmparatorluğu'nun yüz yıldır ayrılıkçılıkla mücadele etmesine karşılık, Çarlık'tan ayrılıp da bağımsızlığını kazanan bir ulus daha görülmüş değildi.
Sayfa 360
İngiltere Yakın Doğu ve Körfezi yeniden şekillendirmek için savaşa girmemiş addedilirken, niçin İstanbul ve Boğazlar'a yönelik açık tehdit karşısında savaşa zorlanan Osmanlı İmparatorluğu'nun kendi coğrafyasından kaynaklanan ikincil, hatta daha alt sıralardaki hedeflerini belirlemeye çalışmış olması koaylıkla tüm kapsam ve içeriğinden koparılabilmekte, Osmanlıların “Türkçü-Turancı” emellerle savaşa girdiği iddiası bu derece kolayca öne sürülebilmekte ve taraftar toplayabilmektedir? Jön Türk hükümetinin gözü kara bir Alman yanlılığı yüzünden ve Turancı emellerle Birinci Dünya Savaşı'na katıldığını öne sürenler, İtilaf'ın Osmanlı İmparatorluğu'nu kazanmak ve Sadrazam Sait Halim Paşa, Maliye Nazırı Cavit Bey ve Cemal Paşa gibi yandaşlarının elini güçlendirmek için niçin içi boş ve tutarsız bir toprak bütünlüğü garantisi dışında hiçbir şey yapmamış olduğu sualini de cevaplandırmakla yükümlüdürler.
Sayfa 357
İngiltere, nasıl olup da 1914 Temmuz Krizi'nden itibaren Osmanlıları strateji ve realpolitiğin temel kurallarına temelden aykırı düşen bir hafiflik içinde ele almıştır? Bunun sebebi anlaşıldığında, Osmanlıların Birinci Dünya Savaşı'na giriş nedenleri de çok daha iyi anlaşılacaktır. Osmanlılar Avrupa'dan ayrılmış, fakat
Sayfa 356
1916'da Çanakkale Harekâtı'yla ilgili olarak açılan soruşturma kapsamında ifade veren Başbakan Asguith, Boğazlar'ın kapatılmasından ötürü İtilaf tarafının gemi sayısında sıkıntılar yaşandığını, bu meyanda Karadeniz'de sıkışıp kalan ve toplam tonajı 350.000'e varan 129 buharlı geminin kullanılamadığını, Rusya'nın buğday ihraç edememesinin de büyük sıkıntılara yol açtığını, neticede bu ülkenin dış borçlarını ödemekte zorlanmaya başlamasının, en başta borçları vermiş olan Fransa'yı zora soktuğunu, Fransız halkının maddi durumunu doğrudan etkileyen bu durumun halkın savaşı devam ettirmekteki kararlılığını da tehdit etmesinden çekinilecek bir hale gelindiğini söylemiştir. Osmanlıların savaşın gidişatına etkileri sadece Rusya'nın neredeyse safdışı bırakılmış olmasının da ilerisine geçmektedir. İngiliz kuvvetlerinin Filistin, Sina, Yemen, Mezopotamya gibi cephelerde tutulması, ancak birinci sınıf devletlerin tertipleyebileceği içerikte başarılı casusluk faaliyetlerinin yanı sıra düzenlenen gerilla harekâtlarıyla da İtalya ve Fransa'nın en hafif tabiriyle bizar edilmeleri de Osmanlıların artı hanesine yazılmalıdır.
Sayfa 354
Reklam
118 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.