"... ne çabuk geçiyor zaman
suskun bir düş gibi eski yıllar..
ve BABAM geliyor,
işte o an yamaçlarına tutunmaktan
çekindiğim içeri bir dağ giriyor."
...~...
Onu ilk gördüğünde
“Bana göre değil” demiştin
Sonraları
Sana göre olmadığına kesin kanaat getirmiş
Ve sen onu
Adını koyamadığın bir aşkla
Nasıl da sevmiştin!…
Ben gidiyorum
Tüm hezeyanlarını gömerek yüreğime
Ben gidiyorum
Sebepsiz bir darbe kaçkını gibi
kendimi duvarlara döke döke
Ben gidiyorum
Aramamak için yemin ettiğim
Kutsal görgüme
her bir hatıranı söküyorum beynimden
kendimi kanatarak vuruyorum yollara
kendimi döve döve
kendime döne döne
Ben gidiyorum
seninle gidemediğim gitmediğim yerlere bir küçük huzurun serin gölgesine
Ben gidiyorum
senin ayak izinin bulaşmadığı yerlere
Ben gidiyorum
karanlık yarınlardan aydınlık bugünlere...
korktugum karanlıklardan
sığındığım acılardan
kaçarak,korkarak, yıkılarak ve devrilerek
ben gidiyorum
Varlığım ömrüne Hazan olmasın
duruşum gözünü korkutmasın diye...
Ben hep bir gidiş payı bıraktım sevdiklerime Giderken yüreğime gereğinden fazla vurmasınlar diye
Ve her gidişlerin acısına bileyledim kendimi doğuştan yıkık yanlarım yüz üstü kapanmasın diye...