Adını Unutan Adam

Mehmet Eroğlu
8/10
142 Kişi
443
Okunma
102
Beğeni
10,7bin
Görüntülenme
Ölüdeniz, Şeria, Petra, kısa etek, esmer kız… Kimim ben? 18 yıl önce o sel yatağında kim geldi peşimden? İşkence... Kim gülüyor? Kim konuşuyor? “Sakın Freud, Marx ve Einstein deme” “Dişlerim nerede?”... Önde köpekler, arkada aydınlatma mermilerinin ışığı altındaki askerler... Uzak topraklarda devrime inanan üç arkadaş... Ölen, kalan ve direnen hayaller… Mehmet Eroğlu, belleğin, fedakârlığın ve unutmamanın romanını yazıyor. Dünyayı değiştirmek isteyenler ölümü yenerler, kahraman olurlar. Adını Unutan Adam, bir ’68 hikâyesi... Hızlı, rahatsız edici, isyankâr ve hüzünlü... Adını Unutan Adam Gerçek hayat, yaşamak istediğimizle yaşadığımızın arasında kalandır, diyen yanılıyor. Gerçek hayat, köpeklerle aramızda giderek kısalan uzaklık; ve biz onun sonuna doğru koşuyoruz.
Kitabın Konusu:
181 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1994
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

181 syf.
·
Puan vermedi
Mehmet Eroğlu
Mehmet Eroğlu
1968 yılı Kasımında ki savaşında İsrail Filistin Üç arkadaşın yaşadığı en uzun gece. Ali, Tarık ve tabiki anlatıcı. Israil askerlerinin ve köpeklerinin, işaret fişeklerinin, helikopterlerin, mayınların ve beyaz taşların çok olduğu uzun bir gece... Gerçek hayat, yaşamak istediğimizle yaşadığımızın arasında kalandır,.. Dili oldukça ağır oluşu okurken yorsada okuru, Yazar yazarken
Adını Unutan Adam
Adını Unutan Adam
ne kadar emek ve çaba harcamışsa, böylesi bir çabayıda, okurun göstermesi gerekiyor.. Bu zorluğa değiyor. Kitabın bitiminde... Adını unutabilirsin, yaşadıklarını da, anılar paramparça dağılmış olabilir zihninde. Sen kendini unutsan da, hayat asla unutmaz seni. .sırtüstü taşların üzerine yuvarlanıyorum. yıldızlar… “ayağa kalk,” diyor tarık. kalkmıyorum; yıldızlar büyülüyor beni. Bir dönem romanı okuduk, o halde bana da #, Buyurun #OKUYUN demk düşer
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · İletişim Yayınevi · 2018443 okunma
183 syf.
8/10 puan verdi
Bazı kitaplar okunmaz yaşanır. Bu onlardan biri. İtiraf edeyim: Kitabın ilk bölümlerinde kafam karıştı. Kim kimdi, hangi zaman hangi zamandı, ne oluyor derken birkaç sayfa geri dönmem gerekti. Ama sonra anladım ki bu karmaşa bilerek var. Çünkü hafıza dediğin şey zaten kronolojik işlemiyor. Hele ki bir şeyleri unutmaya çalışan bir adamın zihnine giriyorsan, işler asla düz gitmez. Tarık’ın hikâyesi, sadece onun değil aslında. Bir kuşağın, bir ülkenin, bir vicdanın hikâyesi. Ali’nin ölümü, kuradaki ihtimal, yıllar sonra düşen şüphe… Hepsi bir vicdan azabının, bir insanın taşıdığı yükün parçaları. En çok da şu ihtimal içimi yaktı: Ya gerçekten iki cebine de taş koyduysa? O zaman kaçan kimdi, ölen kimdi? Petra ise romandaki en şiirsel yan bence. Gerçek mi değil mi tartışılır ama ruhu olan bir karakter. Umudu, direnci, unutulmayanı temsil ediyor. Amca ise direnişin sesi. Onlar olmasa bu hikâye sadece pişmanlık olurdu,onlar sayesinde içinde umut da var. Evet, kitap yavaş. Evet, dili kolay değil. Ama sabredenin eline çok şey veriyor. Bazı kitaplar tokat gibidir sarsar. Bu kitap ise tokat gibi değil, sanki bir ağırlık bırakıyor. Okuyorsun ve düşünmeye başlıyorsun. Hemen değil, yavaş yavaş. O yüzden 10 üzerinden 8. Yorması kötü değil. Unutulmaması güzel.
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · Agora Kitaplığı · 2004443 okunma
181 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bir Mehmet Eroğlu klasiği diyebileceğim iyi bir kitap okudum. Öncelikle yazarın kitaplarında kullandığı şizofrenik tutumlar, kişilik bölünmeleri, geçmişe olan saplanmalar, zamansal değişimler gibi anahtar temalar baskın bir şekilde kullanılmış. Özellikle zamansal geçişlerin sık kullanılması kitabı iyi takip ve çok ara vermeden okumayı gerektiriyor. Yeraltı edebiyatı okuruysanız kitabın dünyasına çabucak girebilirsiniz. Duygu yoğunlukları güçlüdür illa ki belleği yokluyor. İşleniş olara bana
Gecenin Sonuna Yolculuk
Gecenin Sonuna Yolculuk
kitabını anımsattı. Güzel bir tat bırakıyor Mehmet Eroğlu okuyucuları için. Ama ilk okuyucuysanız bu kitaptan başlamayın bence. Keyifli okumalar
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · İletişim Yayınevi · 2018443 okunma
181 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
1968 yılı İsrail- Filistin savaşı sırasında yer alan üç isimsiz gencin yaşadıkları, arkadaşlıkları, fedakarlıkları anlatan fakat bunu oldukça düşündürücü ve karmaşık bir yolla anlatan bir dönem romanıdır. Kitabın amacı bir nevi adı unutulan dönem kahramanlarını canlandırmak bir nevi de o dönem yaşanılanları bir bilgi kırıntısı vererek bizim düşünüp, araştırmamızı sağlamak olduğu kanısındayım. Çünkü İsrail’in 33 Müslümana karşılık 1 Yahudi pilot ile takas etmek istemesi, Yahudi işkenceleri ve Alman düzenbazlığına ek olarak savaşın iç yüzü; hepsi bizim için kitapta bir hayal kahramanı eşliğinde anlaşılmayı beklemektedir.
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · İletişim Yayınevi · 2018443 okunma
Unutmayanlar İçin
182 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
68 kuşağının vurguladığı; kardeşlik, fedakarlık, kötülük için savaş kavramlarını öne çıkaran, Mehmet Eroğlu kitabın başında “unutmayanlar için “ ithafıyla dönemin isimsiz kahramanlarını hatırlatarak
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · İletişim Yayınevi · 2018443 okunma
Bir dönem hikayesinden çok daha fazlası
182 syf.
6/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Puanım 3/5 (%65/100) Ali başını kaldırıyor. Gözlerinin dibinde saklamaya çalıştığı bir suçlunun bakışı var. Tarık tekrarlıyor: "Unutmayın, şu andan itibaren adımızı unuttuk biz."
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · İletişim Yayınevi · 2018443 okunma
181 syf.
7/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Öncelikle yazardan okuduğum ilk kitap.En çok sevilen kitaplarından biri olduğu için bu kitabıyla başlamayı tercih ettim. Kesinlikle sakin kafayla okunması gereken bir roman olduğunu düşünüyorum zaman sıçramalarının psikanalizin fazlaca olduğu okuyucuyu düşünmeye zorlayan bir kitaptı. İsrail-Filistin savaşında yer alan 3 arkadaşın dostluğu, Yahudi işkenceleri ,hayali karakterler ile farklı bir kurgu oluşturulmuş.
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · İletişim Yayınevi · 2018443 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
Marquis de Sade'in bir kitabı var, tıpkı ona benzedi son anlarda bu kitap da. Kitap biterken akla takılan birkaç soru, cevapsız kalmaya mahkum olsa da cevap arayan okuyucu/okur olarak ben; benzetme yoluna saptım hemen :) Yolda birlikte yürüyeceğim bir yol arkadaşı buluyorum zorla. Zorluyorum onu benle yürüsün diye. Onun bu işten hiç çıkarı yok, aksine zararı var. Ben tamamen kendi faydama kullanacam onu. Ama ona yolun sonuna varacağımız anda gizemli tuttuğum her şeyin gizeminin çözüleceğini söylüyorum. Tabii buna ikna etmek için de birkaç numara çeviriyor. Yol arkadaşım olacak kişi buna inanıyor ve yol boyunca bisürü şey anlatıyorum. Şaşırıyor, üzülüyor, üzülüyor, sonra ilginç bir şekilde yine üzülüyor ama merakının giderilmesini beklerken, sürpriiiiz! Gizemli konular gizemini koruyor. Bu sırada yol boyunca ben sigarasından otlanıyorum, yolda yemek ısmarlatıyorum, tatlı yiyor, içki içiyorum kesesinden. Peki ne öğrendik biz bundan? Kitabın ana temasını geçiyorum. Savaş, isyan, direniş, özgürlük, yarınlar, işkence, ölüm... Bunları anlatırken sevişecek kadın aramak, onu da kendi acılı mazine ortak etmek... Neyse ya. Okuyun arkadaşlar okuyun :))
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · Can Yayınları · 1994443 okunma
181 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
aniden karşıma çıkan ve "e okuyayım bari." diye okumaya başladığım kitap. iyi ki de okumuşum çünkü tekrar tekrar okuyacağım, beni etkileyen sayılı kitaplardan biri kesinlikle. yazarın gayet akıcı, asla sıkmayan, sürükleyici anlatımı ve üslubuna da hayran kaldım. olay zaten benim sevdiğim bir tür. ters köşeli olaylardan. kimi yerleri okurken ingmar bergman bu kitap için film çekseydi keşke, dedim durdum. ingmar bergman ve martin scorsese el ele vermişler de ortak film çekmişler gibi bir his oluştu bende. biraz da memento (2000) filmini çağrıştırdı bana. kitabı az önce bitirip direkt bu incelemeyi yazdığımdan heyecan ile kuruyorum cümlelerimi. ama değer bu kitap için ya.
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · İletişim Yayınevi · 2018443 okunma
Adini Unutan Adam
183 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Mehmet Eroglu icin ne yazsa okurum dedigim romanlarinin icinde kayboldugum bir yazardir kendisi.Adini Unutan Adam' da keza öyle. Kadinlar ruhun ölümüdür demis adini unutan kahramanimiz.Kahramanimizin elbet bir adi var ama neden adini unutmak zorunda oldugunu ve adini elbette sizler romani okuyunca bulacaksiniz.Yok öyle okumadan bilgi... Yasamak isteyip, istemedigine bizimle olup olmayacagina karar vermelisin diyor telefondaki ses...telefonun ucunda ise 14 yildir her agustosda esmer kivircik sacli ve kisa etekli kizlari davet eden bir parti sahibi... Her agustosta ne zaman esmer ve kivircik sacli bir kadina rastlasam hep aglar hep de anlatirim diyen anlatimiz acaba ne anlatir...niye anlatir...kime anlatir... Anlaticinin gecmis zamanda sakli seruvenini ogrenmek konumuz...tekrarlanmayacak olanin tekrarlanmasi diyen Mehmet Eroglu'nun bu romaniyla bulusun derim.Ayni zamanda 1 Israilli pilotun cesedi icin 33 Filistinlinin saliverildigi adsiz kahramanimizin 1/33 olmayi bir turlu icine sindiremeyisi...yine dramatik bir kurguyla yazarimiz okuyucuyla bulusmus....Yine Eroglu yine idealleri pesiine koşan onlari unutmayan bir kuşak romani...
Adını Unutan Adam
Adını Unutan AdamMehmet Eroğlu · Agora Kitaplığı · 2004443 okunma

Yazar Hakkında

Mehmet Eroğlu
Mehmet EroğluYazar · 22 kitap
Mehmet Eroğlu (d. 2 Ağustos 1948, İzmir) Türk yazar, senarist, romancı. Yazar, 2 Ağustos 1948 günü İzmir'de dünyaya geldi. Edebiyat öğretmeni olan babası Farik Eroğlu'nun tayinleri sebebiyle ilkokul döneminde birkaç şehir ve okul değiştirdikten sonra İzmir Karşıyaka'daki Ankara İlkokulu'nu 1960 yılında bitirdi. Daha sonra İzmir Maarif Koleji'nde (bugünkü adıyla Bornova Anadolu Lisesi) 7 yıl boyunca kesintisiz olarak yatılı okudu. Liseyi bitirdiği 1967 yılında ODTÜ Müh. Fak. İnşaat Mühendisliği Bölümüne girdi; öğrenciliği sırasında Öğrenci Derneği Başkanlığı yaptı. 1971 yılında üniversiteden mezun olan Eroğlu, mezun olduğu sırada 12 Mart Darbesi sonucu kurulan sıkıyönetim mahkemesinde Dev-Genç Davası nedeniyle yargılanmaya başladı. 1972 yılında dava devam etmekteyken evlendi. İki yıl süren dava sonucunda TCK'nın 141-142 maddesine muhalefetten 8 yıl ağır hapis ve 2 yıl sürgün cezasına mahkûm edildi. Sonuç kesinleşmeden 1974 genel affıyla mahkumiyeti ortadan kalktı. Bu tarihten sonra mühendislik yapmaya ve roman kaleme almaya başladı, 1974 yılında bir kızı dünyaya geldi. 1989 yılında bir devlet bankası olan Turizm Bankası'ndaki 15 yıl sürdürdüğü görevinden siyasi baskılar sonucu ayrıldıktan sonra mühendislik kariyerine ve yazarlığa devam etti. Sadece yazmak ve bir sivil toplum örgütünde gönüllü çalışmak amacıyla mühendislik yaşamını 1999'da noktaladı. 1999'dan bu yana Uğur Mumcu Gazetecilik Araştırmaları Vakfı'nda yazarlık seminerleri vermeyi sürdüren yazar, romanlarının yanı sıra televizyon dizisi ve sinema filmi senaryoları yazmıştır. İlk romanı Issızlığın Ortasında 1976 yılında tamamlandı ve 1979'da Milliyet Roman Ödülü'nü kazandı ancak 1980 Darbesi sonucunda kitap sakıncalı bulunarak yayınevi tarafından basımına son verildi. Birincisinin devamı niteliğindeki ikinci kitabı Geç Kalmış Ölü de aynı gerekçeyle uzn süre basılamadı. Her iki kitap da 1984 yılında yayımlandı ve ikisi birlikte hem Orhan Kemal Roman Armağanı'na hem de Madaralı Roman Ödülü'ne layık bulundular. Yazar, 1968 kuşağını anlatmaya "Yarım Kalan Yürüyüş" (1968); "Adını Unutan Adam"(1989) kitaplarıyla devam etti. 1994'te yayımlanan "Yürek Sürgünü" adlı romanından sonra roman yazmaya 5 yıl ara verdi, senaryo yazmaya eğildi ancak senaryo çalışmalarının sonuçlarından memnun kalmadığını ifade etmiştir. 2000 yılından itibaren art arda romanlar yayımlamayı sürdürdü. Yazar, kendisini "İnsan yaratılışının gölgeli alanlarında boy atan temaları” yazan bir yazar olarak tanımlamaktadır."
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.