Doğu Dinleri Tarihi Araştırmaları Tarihi 1

Adonis, Attis, Osiris

James G. Frazer

Adonis, Attis, Osiris Sözleri ve Alıntıları

Adonis, Attis, Osiris sözleri ve alıntılarını, Adonis, Attis, Osiris kitap alıntılarını, Adonis, Attis, Osiris en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mısır ve Batı Asya halkları her yıl ölüp sonra yeniden dirilen bir tanrı şeklinde kişileştirdikleri yaşamın her yıl solup yeniden canlanmasını Osiris, Tammuz, Adonis ve Attis adlarıyla simgeleştirmişlerdi.
Sayfa 19 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Ben, onu seviyorum, kendi güzelliğimi sever gibi Onunla taparım hüznüme Onunla sevişir , sakinleşip uyurum, yıkılırım.
Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Adonis tapınmacılığı Babil ve Suriye'nin Sami halklarında görülmekteydi, Yunanlar da bunu İsa'dan önce yedinci yüzyıl gibi tarihte onlardan almıştı. Tanrının gerçek adı Tammuz idi: Adonis adı, ona tapanların onurlandırma unvanı olarak kullandığı, "efendi" anlamına gelen Sami dilindeki Adon'dan gelmektedir.
Sayfa 17 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Babil dinsel literatüründe Tammuz, doğanın üretken enerjisinin vücut bulmuş hali olan büyük ana tanrıça İştar'ın genç eşi veya sevgilisi olarak görünmektedir.
Sayfa 19 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
ulan bu nasıl gelenek :D
Kıbrıs'ta geleneksel olarak bütün kadınların evlenmeden önce, adı ister Afrodit ister Astarte isterse başka bir şey olsun, tanrıçanın tapınağında yabancılara fahişelik yapması gerekmekteydi. Benzer geleneklere Batı Asya'nın birçok bölgesinde rastlanmaktadır. Bu uygulamanın nedeni ne olursa olsun ona son derece saygı duyuluyordu; o, bir şehvet alemi olarak değil, adi bölgeden bölgeye farklılıklar göstermekle birlikte tipi hiç değişmeyen Batı Asya'nın büyük Ana Tanrıçası için yerine getirilen ciddi bir dini görev olarak görülmekteydi. Dolayısıyla Babil'de ister zengin olsun ister yoksul, her kadının yaşamında bir kere Mylitta, İştar ya da Astarte'nin tapınağında bir yabancının koynuna girip, bu kutsal fahişelikten kazandığı parayı tanrıçaya adaması gerekmekteydi. Kutsal alan geleneği yerine getirmek için bekleyen kadınlarla dolup taşardı. Bazılarının yıllarca beklemesi gerekirdi.
Sayfa 50 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Zaten insanoğlu her zaman mantıklı ve akıllıca davranmış olsaydı, tarih uzun bir ahmaklık ve suç günlüğünden iba­ret olmazdı.
Sayfa 14 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Biçerler bedenimizde yığılan sevinç ve karanlığı Dağılır dümdüz olur sevgim gayretim, kapatmaz ardından kapıları
Tammuz'un her yıl ölerek neşeli dünyadan kasvetli yer altı dünyasına geçtiğine ve kutsal eşinin her yıl onun peşinden “dönüşü olmayan topraklara, kapısıyla üstündeki kilidin tozla kaplı olduğu karanlığın evine” gittiğine inanıldığını anlamaktayız.
Sayfa 19 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
İsrail'de yağmurun az yağması gibi fazla yağması da tanrının öfkesinin bir sonucu olarak görülmekteydi.
Sayfa 36 - Pinhan YayıncılıkKitabı okudu
O ki, dağılmış tepe Yangınla, İçinde dinmeyen ateş İçinde kalbinin.  
Reklam
Ben, onu seviyorum, kendi güzelliğimi sever gibi Onunla taparım hüznüme Onunla sakinleşip uyurum, yıkılırım.
Bende asileşir düşü Kaybolduğum aşkın, Çabam gereksiz bu çamurlu meydanda
Benim yüzüm uzaklarda, bütün güzelliklerle Saklı olgun meyvelerde yolum
İnançlı kişi sabırlı ve nazikse eğer, kendisini eleştirenin cehaletine ve aptallığına acıyan bir gülümsemeyle dinler onu.
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.