Afgan Cihadında Rahmanın Ayetleri

Abdullah Azzam

Quotes

See All
Cihad kerametlere dayalı değildir. Fakat kerametler şiddetli ve zor anlarda vukubulur. Şu mücahidlere bakın. Kimi beş senedir, kimi daha fazla veya az cihad ediyor. Yıllar boyu savaş ateşiyle kavruluyorlar. Bazen aylar boyu her gün bazen de günde üç kez her bir saldırısında iki ve ya beş füze fırlatan BM 13 ve BM Sinerin saldırı sına uğruyorlar. Bu uçakların bıraktıkları bombaların ağırlığı bazen yarım tona ulaşıyor. Binbaşı Abdulhamid bana şöyle anlattı: «Füzenin açtığı bir çukura rastladım. Derinliği 8, uzunluğu 64 metre idi.» Bu mücahid bu hayatı yaşıyor ve bu zaman boyunca bir çok sıkıntılı anlar geçiriyor. Bu arada insani gücü yetersiz kalıp, dünyevi aletler tükendiğinde Allah’dan bir şeyler umuyor. Ben işte bu mücahidlerin başından geçen olayları yazdım. Her olay hakkında o kadar çok şahid şart koştum ki bana göre haber tevatür derecesine ulaştı. Olayları bizzat olayı yaşayan veya gözleriyle gören mücahidlerin ağzından dinledim. Çoğu sefer de anlatanlara yemin ettirdim.
Sayfa 40 - Ravza Yayınları
İbni Mesud (r.a) şöyle buyurmuştu: «Biz âyetleri (keramet ve mûcizeleri) bereket sayardık.» «İşte bunlar sana doğruca okuduğumuz Allah’ın âyetleridir. Allah’dan ve âyetlerinden sonra hangi söze inanıyorsunuz?»
Sayfa 37 - Ravza Yayınları
Reklam
Yine ben açıkça ilan ederim ki; (sayısız insanın şahitliğiyle tevatür derecesine ulaşmış olan) bu kerametler Mücahidlerin cesaretlenmesi hususunda olağanüstü etkilerde bulunmuş, onları bu yolda feda olmaya sevketmiştir. Çünkü bu kerametler onlara Allah Teâlânın yanlarında olduğunu ve savaşı idare edenin ancak Allah olduğu, inancını vermiştir. Bazı mücahidler bana, kuşları bombardıman uçaklarıyla beraber gördüklerinde Allah’ın yardımının beraberlerinde olduğunu hissettiklerini söylediler. Bir mücahid bana şöyle anlattı: «Çocuklarımız bile bilir ki uçaklar bazen bombardıman yapar bazen de yapmazlar. Uçaklar eğer yanlarında kuşlar olmaksızın gelirlerse saldırmayacaklarını, eğer yanlarında kuşlar varsa bombardıman için geldiklerini hissederiz. Kuşlar, onların bombardıman yapacaklarını mücahidlere haber vermek için gelirler. Böyle durumlarda çocuklar derhal gizlenirler.»
Sayfa 37 - Ravza Yayınları
İslâm’ın bütün bağlarından sıyrılarak kurtulmasından, Müslümanların yeniden efendiliği ele geçirmesinden korktular. Zorunlu olarak İngiliz casusu Lavrens Brovn’nun yazmış olduğu şu sözlere döndüler; «önce Yahudilikle korkutulduk, fakat sonra onların bizim için en yakın dostlar olduğunu gördük. Daha sonra Bolşevizm’le korkutulduk onlan da kritik bir savaşta müttefikimiz olarak gördük. Ardından Sarı ırk’la korkutulduk, onları da bizim dışımızdaki birtakım demokratik ülkeler durdurdular. Bizim biricik düşmanımız vardır, o da İslâm’dır. Bu duvar üç asırdan beridir Avrupa sömürgesinin önünde durmaktadır.»
Sayfa 32 - Ravza Yayınları
Cephe kumandanlarından bir çoğuna bu konuda sorular sordum. Bağman’lı 8.000 mücahidin komutam olan Hacı Muhammed Ömer, 3.200 mücahidin komutanı olan Muhammed Celle Nasır, 15.000 mücahidin komutanı olan Muhammed Halid Faruki, 11.000 mücahidin komutanı olan Mevlevi Halim’le görüştüm. Bunlardan hepsi de aralarında bir tek namaz kılmayan mücahidin olmadığını, bunlardan % 90’ının namazlarını cemaatle kıldıklarını, bazılarının gece namazı kıldığını, bazılarının da nafile oruç tuttuklarını söylediler. Kur’ân okumayı bilen büyük çoğunluk ise her gün Kur'ân okuyorlardı.
Sayfa 35 - Ravza Yayınları
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.