Acaba Halikarnas Balıkçısı ilePanait Istrati ikizlermiş de hastanede mi ayrılmışlar bilemedim. İki yazar arasında bu kadar benzerlik, bu kadar gönül ortaklığı olsun, inanılmaz. Aklıma Panait Istrati'nin sürekli sevgiyi ve dostluğu arayışı geliyor. Kimbilir, Cevat Bey ile tanışmış olsalar belki ikisinin de arkadaş sevgisi doyurulmuş olacaktı.
Yanınıza deniz terimleriyle ilgili bir sözlük aldıysanız okumaya başlayabilirsiniz. Büyümekle ilgili bu hikaye bir çocuğun deniz aşkıyla başlıyor. Aslında bir macera aşkıdır bu. Hayatı küçücük bir kasabadan ibaret olan Mahmut enginlere baktıkça bilinmeyenin büyüsüne kapılacaktır. Denizdeki geçen gençliği ve sefaleti ona denize lanet ettirse de, içindeki o macera ateşi hep alttan alta yanar. Çoktan halının altına süpürülmüş bir aşk duygusunun onun yüzünü görünce birden ortalığı toz duman etmesi gibi, uzun süre sonra köyünden çıkıp Güvercinlik tarafında denizi görünce içinin suyu kaynayıverir. Mutlaka okunması gereken bir kitaptır.
Ayrıca Mahmut karısı Ayşe, Gavur Ali ve ortakçı, yahu bir millet hiç mi değişmez?