Ahad Haber Ve Delil Olması

Muhammed B. Abdullah el-Vuheybi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Herhangi bir araştırmacı, 2. ve 3. yüzyılda Ehl-i Sünnet âlimleri tarafından kaleme alınmış Hallal'ın es-Sunne, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel'in es-Sunne, Lalekâi'nin Usûlü İtikadı Ehli's-Sunne, İbn Huzeyme'nin et-Tevhid ve İbn Mende'nin et-Tevhid adlı eserlerini incelerse, bu âlimlerin akîdevî bir meselenin ispatında ya da sıfatlardan birinin kanıtlanmasında rivayeti esas aldıklarını ve "Bu rivayet mütevatirdir, şu âhâddir" ya da "Bu rivayet akîdede delil kabul edilir (veya edilmez)" şeklinde bir ifade kullanmadıklarını görecektir. Çünkü bu ayırım, daha sonraki zamanlarda ortaya çıkmıştır. Bu ayırımın yapılmasında veya düşünce alanında böyle bir ayırımın başlamasında en büyük sorumluluk Mu’tezile mezhebine, özellikle Vasıl b. Atâ'ya aittir. "Zannîlik" veya "delillerin zannîliği" fikrini ilk dillendiren odur. Ondan sonra bu ayırım çok önemli bir şüpheyle ilgili olarak gündeme geldi ki bu şüphe de şuydu: "Âhâd hadisler zan ifade ederler. Dolayısıyla akîdede esas alınmazlar. Çünkü akîdede ancak kesinlik ifade eden deliller esas alınır."
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.