ASIL YURDUMUZ
Zehra sordu:
Gülleri hiç solmayan,
Kokusu kaybolmayan,
İnsanları ölmeyen,
Bir ülke yok mu anne?
Annesi şöyle cevap verdi:
Bizim asıl yurdumuz,
Cennetimiz var kızım.
Gülleri solmaz, çünkü
Her günü bahar kızım.
Beyaz gülü kar gibi,
Kırmızısı nar gibi,
Kokla beni der gibi,
İnsana bakar kızım.
Orda her şey olacak.
Mutluluk kucak kucak.
İnsanlar yaşayacak,
Sonsuza kadar kızım...
Derken "Amel Defterleri" ortaya çıkar. İyilere sağ taraflarından, kötülere sol taraflarından bu defterler verilir.
Aman yâ Rabbi! Neler yazılmamış bu defterlere! Hayat boyu yapılan bütün iyilikler ve kötülükler, hiç kaçırılmadan tek tek yazılmış. Hem de hiç itiraz edilemeyecek, hayır ben yapmadım denilemeyecek şekilde bir bir kaydedilmiş.
İşte o zaman Allah Teâlâ herkesle konuşmaya başlayacak. Hem de teker teker. Arada tercüman olmaksızın doğrudan doğruya konuşacak. Dünyada verdiği nimetleri hatırlatacak birer birer. Ben sana neler verdim, sen neler yaptın! diyecek.
Cehenneme düşen, bir daha oradan çıkamayacak mı? diye sordu.
Cehenneme girenleri iki gruba ayırmak mümkün. Bir kısmı Allah'ı tanımayan, Peygambere kulak vermeyen kimselerdir. Bunlar cehennemden hiç çıkmayacaktır. Bir kısmı da Allah'a ve peygambere inandıkları hâlde, şeytana uyup günahkâr olan kimselerdir. Eğer Allah Teâlâ, bunla- rın herhangi bir davranışından hoşnut olarak günahlarını bağışlamazsa, yaptıkları suç kadar ceza çekecekler; daha sonra da cehennemden çıkıp cennete gireceklerdir.
Beden çürür, yok olur
Dünyadan kaçmak için
Yeniden hayat bulur
Sonsuza göçmek için
Mahşerde bir telaş var
Sıratı geçmek için
Cehennemi görmeden
Cennete uçmak için