AHLÂK FELSEFE VE ALLAH
Okuma kültürüne sahip bir insanın rahatlıkla okuyabileceği düzeyde olan bu eseri özellikle ilahiyat, tıp, felsefe, antropoloji, sosyoloji, psikoloji, çocuk gelişimi gibi bölümlerde olanların alanları gereği okumaları gerektiği kanaatindeyim.
Eserde ele alınan en temel sorulardan biri şu; insanlar doğuştan ahlâkî eğilimlere sahip midir? Ahlâk doğuştan -İslâm dinindeki ismiyle 'fıtratımızda'- var mıdır?
Zihnin boş bir levha olduğunu (tabula rasa) savunan Locke ve bu görüşte olanlara göre, ahlâkî özelliklerimiz doğuştan gelmez.
Allah iyiyi, kötüyü, adaletliyi, adaletsizi ayırt edebilmeyi bizlere fıtraten verdiyse bunca kötülüğün kaynağı kim olabilir o zaman? Caner Taslaman'ın bir ifadesi belki de bu soruya cevap niteliğinde olabilir; "Ahlâkî sistemlerin varlığını mümkün kılan temel özelliklere doğuştan sahip olduğumuza dair iddiamız, yüzde yüz insanların bu ahlâkî doğuştan özelliklere uygun olarak davranacağı anlamını taşımaz."(s.42)
Keyifli, düşündürücü, alıcı bir kitap okumak isteyen tutkulu okurlara...