Bilim, İnsani Değerleri Nasıl Belirler?

Ahlakın Coğrafyası

Sam Harris

Most Liked Ahlakın Coğrafyası Quotes

You can find Most Liked Ahlakın Coğrafyası quotes, most liked Ahlakın Coğrafyası book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Amaç daha çok Amerikalının sadece evrim gerçeğini (ya da herhangi başka bir bilimsel teoriyi) basitçe kabul etmesini sağlamak değil; amaç onların mantık kurallarına ve evrime inanmanın önkoşulu olan eğitimli söyleme değer verilmesi. Evrimden şüphe etmek altta yatan bir durumun bir arazı; bu araz da dini inancın ta kendisi: yeterli kanıt olmadan inanma, bilgi yerine boşuna ümit, kötü fikirlerin iyi fikirlerden korunması, iyi fikirlerin kötüler tarafından bozulması, kuruntuların kurtuluşun ilkesi haline gelmesi vb.
Sayfa 271Kitabı okudu
Kendisini evrendeki en büyük iyilik gücü ve kötülüğün önündeki tek gerçek siper olarak tanıtan Katolik Kilisesi'ni düşünelim. Katolik Kilisesi'nin doktrinleri, Katolik olmayanlar arasında bile "ahlak" ve "insani değer" kavramlarıyla özdeşleşmiş durumdadır. Bununla birlikte Vatikan, rahip olma girişiminde bulunan kadınları aforoz eden, ancak çocukların ırzına geçen erkek rahipleri aforoz etmeyen bir kurumdur. Yine Vatikan, söz konusu olan üvey babası tarafından tecavüze uğrayıp ikiz bebeklere hamile kalan dokuz yaşında bir kız çocuğu bile olsa, bir annenin yaşamını kurtarmak için kürtaj yapan doktorları aforoz ederken, Nazi Almanya'sının tek bir üyesini soykırım suçundan aforoz etmemiş bir kurumdur.
Reklam
Bilim ile rasyonel düşüncenin geri kalanı arasındaki sınır her zaman net bir şekilde çizilemez. Bir kişinin bilimsel düşünebilmesi için sahip olması gereken birçok araç vardır -neden ve sonuç ilişkisi hakkında düşünme, bulgu ve mantıksal tutarlılığa uygunluk, cesur bir merak, entelektüel dürüstlük ve özgün öngörülerde bulunma yeteneği vb. -matematiksel modelleme veya özel verileri dert etmeye başlamadan çok önce bu araçların kullanılmaya başlanması gerekir.
Görünen o ki, birçok insan evrensel ahlak kavramının, hiçbir istisnaya izin vermeyen ahlaki ilkeler bulmamız gerektirdiğini düşünüyor. Örneğin, eğer yalan söylemek yanlışsa, her zaman yanlış olmalıdır ve bununla ilgili tek bir istisna bile bulunursa, her türlü ahlaki doğru kavramının bir kenara bırakılması gerekir. Ama ahlaki doğrunun varlığı -yani nasıl düşündüğümüz ve davrandığımız ile esenliğimiz arasındaki bağlantı- ahlaklı olmayı değişmez ahlaki kurallarla tanımlamamızı gerektirmez. Ahlaklı olmak satranca benzetilebilir: Elbette genel olarak geçerli ilkeler vardır, ama bunlar önemli istisnalara göre değişebilir. Eğer iyi satranç oynamak istiyorsanız "veziri katbetmemek" ilke olarak her zaman en iyi yoldur. Ama istisnaları söz konusu olabilir: Bazen vezirinizi feda etmeniz çok parlak bir hamle olabilir, ya da veziri feda etmek tek çaredir. Yine de, satranç oyununun herhangi bir aşamasında hep nesnel olarak iyi ya da kötü hamleler olacaktır. Eğer insan iyiliği hakkında bilinecek nesnel doğrular varsa -örneğin mutluluğa ulaşmanın yolu zalimlikten çok nezaketten geçer-bilimin bir gün davranışlarımızın ve dikkat ettiğimiz konuların hangilerinin ahlaki açıdan iyi olduğu, hangilerinin etkisiz olduğu ve hangilerinin bırakılması gerektiği hakkında çok kesin iddialarda bulunabilmesi gerekecektir.
Aklı başında olmayı sayısal niceliğe göre ölçecek olsaydık, ABD'deki bütün ateist ve agnostiklerin sanrısal düşünceler içinde olduğu sonucunu çıkarmamız gerekirdi: Bu teşhise göre Ulusal Bilimler Akademisi'nin yüzde 93'ü sanrılar içinde. Aslında ABD'de okuma yazma bilmeyen insanların sayısı Yehova'nın varlığını sorgulayacak insan sayısından çok daha fazla. 21.yüzyıl Amerikası'nda İbrahim'in Tanrısı'na inanmamak sıra dışı bir durum teşkil ediyor. Ancak bilimsel düşünmenin temel ilkelerine bağlı kalma sorumluluğu için de aynı şey geçerli -genetiğin altında yatan ayrıntıların anlaşılması, özel görelilik veya Bayes teoreminden bahsetmeye gerek bile yok.
Sayfa 250Kitabı okudu
Her tür toplumsal sağlık ölçeğinde, daha az dindar olan ülkeler daha dindar olan ülkelerden daha iyi durumda. Danimarka, İsveç, Norveç ve Hollanda -en ateist ülkeler- gibi toplumlar, yaşam beklentisi, bebek ölümü, suç, okuryazarlık, gayri safi yurtiçi hasıla, çocuk refahı, ekonomik eşitlik, ekonomik rekabet, cinsiyet eşitliği, sağlık, eğitim yatırımları, üniversite kayıt oranları, internet erişimi, çevrecilik, yolsuzluk, siyasi istikrar ve yoksul ülkelere yardım gibi konularda dindar toplumlara göre çok daha ileri bir düzeydeler.
Sayfa 236Kitabı okudu
Reklam
70 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.