Bilim, İnsani Değerleri Nasıl Belirler?

Ahlakın Coğrafyası

Sam Harris

Ahlakın Coğrafyası Gönderileri

Ahlakın Coğrafyası kitaplarını, Ahlakın Coğrafyası sözleri ve alıntılarını, Ahlakın Coğrafyası yazarlarını, Ahlakın Coğrafyası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlk kez Darwin tarafından önerildiği ve yakın zamanda da psikolog Geoffrey Miller tarafından yeniden gündeme getirildiği gibi, cinsel seçilim ahlaki davranışların gelişimini daha ileri bir düzeyde teşvik etmiş olabilir. Ahlaken erdem sahibi olmak, her iki cinsiyeti de çekici gelen bir özelliktir ve bu bakıma biraz tavus kuşunun kuyruğuna benzer: sahip olmanın ve taşımanın bir bedeli vardır ama genlerini sürdürmek için yararlıdır.
Birçok insan, evrim kuramını biyolojik bir zorunluluk olarak bencilliği gerektirdiğini düşünür. Bu yanılgı, bilimin itibarına büyük zarar vermiştir. Gerçekte, insan işbirliği ve buna eşlik eden ahlaki duygular biyolojik evrime tamamen uyumludur. "Bencil" genler düzeyindeki seçilim baskısı elbette bizim gibi canlıları akrabalarımız için fedakarlık yapmaya yönlendirmektedir, çünkü en basit açıklamayla, akrabalarımız bizimle aynı genleri paylaşır: Zihnimizle açıkça kavrayamazsak da, bu gerçeğe göre erkek ya da kadın kardeşlerimizin üreme başarısı, aslında bir anlamda bizim de üreme başarımızdır. William Hamilton tarafından 1960'larda yapılan çalışmalara kadar, akraba seçilimi olarak bilinen bu olgu konusunda fazla etraflı bir araştırma yapılmamıştır.
Reklam
Katolik Kilisesi tam iki bin yıldır en sağlıklı, içgüdüsel ve tamamlayıcı insan davranışı olan insan cinselliğini tabulaştırarak cinselliği başka hiçbir kurumun yapmadığı kadar şeytanlaştırıyor. Üstelik bu kurum doğum kontrolüne de karşı: Bunun yerine dünyanın en fakir insanlarının en kalabalık ailelere ve en kısa yaşam sürelerine sahip olarak Kilise, kim bilir kaç kuşaktır dürüst insanları utanç ve ikiyüzlülük içinde yaşamaya, ancak taş devrinde görülebilecek bir doğurganlığa, sefalete ve AİDS yüzünden ölümlere mahkum etti. Bu insanlık dışı kuruma bir de manastır bekareti düzmecesini ekleyince, tam olarak şöyle bir kurumla karşı karşıyayız. Pedofilleri, oğlancıları, cinsi sapıkları ayrıcalıklı zümresine dahil ederek ve en yüksek mevkilere yerleştirerek bunlara çocuklara ulaşmalarını kolaylaştıracak inkanlar sağlayan, üstelik de dünyanın en zengin kurumu.
Bütün insanlar eş değer mi? Hayır. Bazı insanların hayatlarının benimkinden daha değerli olduğunu kabul etmek benim için sorun yaratmaz. Yine de, her insan hayatı aynı derecede değerliymiş gibi hareket etmemizin en mantıklısı olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden yasalarımız ve toplumsal kurumlarımız farklılıkları dikkate almadan insanlara eşit davranır. Bunun çok iyi bir şey olduğu konusunda şüpheliyim. Bu konuda yanılıyor olabilirim elbette, ama asıl önemli nokta bu. Eğer bu şekilde davranmasak, dünyamız daha farklı bir yer olabilirdi ve bu farklılıklar insan esenliğinin bütününü etkileyebilirdi ya da etkileyemezdi. Bir kez daha yineliyorum ki, pratikte veremesek de, bu tür sorulara verilecek cevaplar her zaman vardır.
Ahlakla ilgili soruların doğru ya da yanlış cevapları olduğunu kabul etmek için iyi ve kötü hakkında metafizik başvuru noktalarına ya da kendi içinde gizemli bir şekilde iyi ya da kötü olan eylemlere ihtiyacımız yok; ihtiyacımız olan tek şey, yolumuzu evrenin aslında ne olduğu bilgisinin ışığında bularak muhtemelen deneyimlerin bir manzarasını görebilmek. Buradaki temel ölçüt, sefaletin ya da esenliğin tamamen rastlantılara bağlı olmadığı. Bunun böyle olmadığını biliyoruz ve bir insan bu iki durum arasında birinden diğerine geçme yoluna bağlı olarak da doğru ya da yanlış konumda olabilir.
Bazı insanlar "fiziğin" astroloji, vudu ya da homeopati gibi uygulamaları da içerdiğini ( ya da bunlara değer atfettiğini) düşünür. Görünüşe göre bu insanlar fizik hakkında yanılıyor. Birleşik Devletler'de, insanların çoğunluğu (yüzde 57) eşcinsel evliliklerinin önlenmesinin "ahlaki" bir zorunluluk olduğuna inanıyor. Fakat bu inanç "esenliğimizi nasıl arttırabileceğimiz" konusundaki eksik bir anlayışa dayanıyorsa, bu insanlar ahlaklılık konusunda sadece yanılıyor olabilirler. Milyonlarca insanın ahlak terimini dinsel dogmacılık, ırkçılık, cinsiyetçilik ve diğer hoşgörüsüzlük ve anlayışsızlıklarla eş anlamlı olarak kullanıyor olduğu gerçeği, bizi zamanın sonuna kadar bu insanların terminolojisini kabul etmek zorunda bırakmamalıdır.
Reklam
74 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.