Ahmet Kaya: Yağmurlu Ülkenin Sürgün Konuğu

Kolektif

Ahmet Kaya: Yağmurlu Ülkenin Sürgün Konuğu Quotes

You can find Ahmet Kaya: Yağmurlu Ülkenin Sürgün Konuğu quotes, Ahmet Kaya: Yağmurlu Ülkenin Sürgün Konuğu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Gülten'in şair bir ağabeyi vardır: Yusuf Hayaloğlu. Yusuf, Şişli'deki küçük atölyesinde tasarım, yontu ve grafik işleri yapmaktadır. Ağabeyinin şiirlerini ve üretkenliğini bilen Gülten, bu şiirlerle Ahmet'in müziğinin buluşmasından iyi bir sonuç çıkacağına inanmakta, şarkı sözü yazmayı hiç düşünmeyen Yusuf' la Ahmet'i ortak üretimde buluşturmayı çok istemektedir. Bir gün Tarabya sırtlarında hep birlikte yemekteyken bu konuda sürekli direnen Yusuf, Ahmet'in önüne ilk şarkı sözü denemesini koyuverir: "Hani Benim Gençliğim". Yıllarca dillerden düşmeyecek, Türkiye' de bir fenomen olacak ve ellerinden tüm sevdiği şeyler alınmış bir gençliği anlatan bu sözleri okur okumaz Ahmet ağlamaya başlar. Gece eve döner dönmez bir çırpıda besteler sözleri.
Sayfa 35 - Gam Yayınları
"Kaldı ki müzik,evrensel bir dildir. Hangi dilden söylenmiş olursa olsun,bir şarkı bir halkı bölmez. #ahmetkaya
Reklam
O günlerde Gülten hapishanede tanıdığı bir idam mahkumunun, Nevzat Çelik'in annesine yazdığı şiiri Ahmet'in önüne koyar: "Şafak Türküsü". 1986 yılıdır ve hala yüz binler hapishanelerde, haklarında karar bile alınamamış, yıllardır mahkemelerinin bitmesini beklemektedir. Hapishane önleri ağlayan anneler ve babalarla doludur. Üçüncü albüm, Ahmet'in bestelediği "Şafak Türküsü" adıyla çıkar. Ahmet bir kez daha toplumun kanayan yarasını anlatmış, bir kez daha sistemin yaramaz çocuğu olmuştur. Gözaltılar ve sorgular hiç bitmez; ama Ahmet artık iyiden iyiye tanınan ve çok tartışılan bir isimdir.
Sayfa 34 - Gam Yayınları
Şaşırdık mı!
Bir konserinde " . . . Birkaç şeref sizin yüzünden bana yaşatılanları, ülkemden bu kadar uzakta kalmayı ve içine düşürüldüğüm bu durum u içime sindiremiyorum. Kürt realitesinin kabul edilmesini istiyorum. Türkiyeli Kürt Ahmet olarak yaşamak istiyorum." diyor, bu cümle ertesi günün gazete manşetlerinde "Vay Şerefsiz" üst başlığı ve "Ahmet Kaya 64 milyona hakaret etti." cümleleriyle yer alıyordu. O, cevap hakkını kullanmak istiyor ve fakat yaptığı açıklamalar hiçbir gazetede ya da televizyonda yer almıyordu.
"Onu yapayalnız bırakan dostlarının şimdi meydanlarda Kürtçe şarkılar söylediğini; halkın, Ahmet Kaya adını bayrak gibi taşıdığını göremedi.Ve en önemlisi,Ahmet kendisini hain ilan eden gazetelerin köşe yazarlarının birer birer ona yapılan haksızlığı yazmaya başladıklarını,onu yalnız bıraktıkları için duydukları pişmanlığı anlattıklarını, hatta onu ölümsüz ilan ettiklerini,Ahmetsiz bir Türkiye'nin çok renksiz kaldığını söylediklerini,onun şarkılarından vazgeçemediklerini, tıpkı onun son bir yılında ısrarla söylediği gibi"bir şarkıyla bir ülkenin bölünemeyeceğini"anladıklarını göremedi... #özlemle...
1984'e gelindiğinde Ahmet ısrarla şarkıları cebinde, müzik şirketlerinin kapısını aşındırmaktadır. Şarkılar da, Ahmet de yorulmuştur artık. Bilinen hiçbir türe benzememesi ve toplumsal içeriği yüzünden korkulması nedeniyle hiçbir firma yanaşmaz Ahmet'in albümünü yapmaya; ancak dipten derinden Ahmet' in adı ve şarkıları dillerde dolanmaya başlamıştır. Birkaç arkadaşının yardımıyla Hodri Meydan Kültür Merkezi ve Bilsak'ta dinleti düzenler ve afişlerinde de Ruhi Usta'nın kendine söylediği cümleye gönderme yapar: "Bağlama Böyle de Çalınır!"
Sayfa 32 - Gam Yayınları
Reklam
92 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.