Aile Sorgulanıyor!

Diana Gittins

En Yeni Aile Sorgulanıyor! Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Aile Sorgulanıyor! sözleri ve alıntılarını, en yeni Aile Sorgulanıyor! kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ev ve işin ayrılması küçük çocukları olan çalışan kadınlar için yeni sorunlar yarattı. Çoğu kendileri işteyken çocuklara bakma sorumluluğunu büyük kızlarına, komşulara ve diğer kadın akrabalara verdiler. Eskiden işlerin çoğu ev ve çevresinde gerçekleştirildiğinden 'iş' ile 'aile' arasında bir ayrım yapmak gerekmiyordu. Bundan sonra 'üretken' iş ile 'üretken olmayan' iş (ücretsiz ev işi) arasında yapay bir ayrım yaratıldı. Eskiden inek sağmak, dokumak, yemek pişirmek, tohum ekmek gibi işlerin hepsi aile ekonomisinin bir parçasıydı. Ve her biri diğeri kadar önemliydi. Bu işler günümüzde de yaşamsal öneme sahip olduğu halde ev işi ücretsiz diğer işler ücretli olduğundan 'üretken işlere’ yeni bir statü yüklendi ve 'üretken olmayan' işlerin önemi küçümsendi.
Babalık toplumsal bir kategoridir. Değişik toplumsal gruplarda, değişik koşullarda ve değişik zaman dilimlerinde önemsenebilir, önemsenmeyebilir veya tümden reddedilir.
Reklam
Ailede tek gelir sahibinin erkek olması gerektiği inancı aile ideolojisinde meydana gelen en radikal değişimdir. Bu durum erkeklik, annelik, dişilik, aile yaşamı ve aile politikası kavramlarını dramatik biçimde etkilemiştir.
Başka sektörlerde mekanizasyona, vasıfsızlaşmaya ve proleterleşmeye karşı tepkiler farklı olmuştur. Bazen Luiddilc ve kaptan Svving isyanlarında olduğu gibi ilk tepki makinaları kırmak olmuştur. Ancak daha çok vasıflı zaanat ve sanayilerde çalışan erkekler demek ve sendikalar kurma yolunu seçmekteydi. Amaçları üyelerini daha fazla kapitalist sömürü, mekanizasyon ve ücret kısımlarına karşı korumak ve ucuz işgücünden korunmaktı. Bu ucuz işgücü kadınlar ve çocuklardan oluştuğu için sendikalar kadınların zaten dezavantajlı olan konumlarını daha da kötüleştirmiştir. Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar daha çok beceri gerektiren iş ve zanaatlerle uğraşan erkekler sendika kurmuştur ve ana gayeleri aile ücreti -bir erkeğin bağımlı eş ve çocuklarını geçindirmesine yetecek ücret- almaktı. Gelir sahibi baba/kocaya verilen bu yeni önem modern "erkeklik" kavramının oluşmasının en güçlü etkenlerinden biriydi. Tek gelir sahibi erkek kavramı 18. yüzyılın sonunda orta sınıfın gelişmesiyle ortaya atılmıştı ancak bunu ilk kez uygulayanlar işçi sınıfının bir bölümü -ve küçük bir bölümü- olmuştur.
Sanayi öncesi toplumunda evlilik tam bir güvenlik sağlamasa da kadınlara hem üretimde hem eviçi ve çevresindeki işlerde ekonomik kaynak ve dul kalma durumunda sigorta sağlamıştır. Ücretli işçiliğin gelişimi ve ev ile işin gittikçe ayrılması kadınları eskisinden daha istikrarsız iki pazarın insafına terk etmiştir. Evlilik pazarı ve emek pazarı. Her iki piyasada da durumları kötüydü ve kadın her ikisine birden girse bile ekonomik koşulları tehlikedeydi.
19. yüzyılın ortalarına kadar en yaygın uğraş giysi yapımıydı. Bu yüzyıllardır bazen erkekler ve çocuklar yardım etse de bir kadın işi olagelmişti. Özellikle yün eğirme kadınlara özgü bir işti ve zaten "evde kalmış kız" terimi buradan gelmektedir.* *İngilizce'de evde kalmış' terimi (spinlster); yün eğirmek (spin) fiilenden türemiştir.
Reklam
Devlet ve toplum kendi çocukları, evlilikleri ve işleri pahasına da olsa yaşlı ebeveynlere bakma görevinin kadınlara ait olduğunu düşünmektedir- çoğu zaman kadınların kendileri bile buna inanır. Uzayan yaşam süresi bu yükü ağırlaştırmaktadır. Bir çok kadın 20 yıl süreyle çocuklarına baktıktan sonra huzurlu bir orta yaş dönemi geçirmek yerine 10 veya 20 yıl yaşlı ebeveynlerine bakmak zorunda kalır? Bundan sonra da kendileri bakıma muhtaç kalana kadar hasta kocalarına bakmak zorunda kalabilirler. Bu çağdaş bir kalıptır.
Ölüm Oranları-Aile
Modem toplumu eski zamanlardan ayıran önemli faktörlerden biri ölüm oranıdır. 19. yüzyılın sonlarına kadar çoğu kişinin yaşam süresi çok kısaydı. Bu süre 18. yüzyılın sonlarında İngiltere'de 32 yıl, Almanya'daki Brcslau'da 27 yılın biraz üzerindeydi. (Gillis, 1981, sf. II). Bu yüksek ölüm oranını önemli sonuçlar doğurmuştur. Birincisi ölüm olasılığı doğum anından başlayarak varlığını sürdüren bir olguydu. İkincisi eğer ebeveynler çocuklarının yetişkinliğe ulaşmasını istiyorlarsa bazısının öleceğini varsayarak görece daha çok çocuk sahibi olmak zorundaydılar. Gerçekten de birinin öleceği varsayılarak iki çocuğa aynı ismi vermek olağan bir uygulamaydı. Üçüncü olarak bu durum ölümün evlilikleri -ve aileleri sıkça parçalayıp değiştirdiği anlamına geliyordu. Nasıl ki ebeveynler çocuklarını ve eşlerini kaybetmeye alışmışlarsa çocuklar da daha büyümeden kardeşlerini bir ya da bazen her iki ebeveynlerini kaybetmeye alışmıştı. Aile yoksullaştıkça üyelerinin erken yaşta ölme eğilimi de o oranda yükseliyordu.
Mitchell'in eksik bıraktığı nokta belki de, ailenin patriarkal sistemin en "temel" kurumlarından biri olduğu idi. Patriarka terimi yeni feminist teoride kadınların tarih öncesinden bugüne, ideolojisi, gelenek, görenek ve yasalarıyla sistematik olarak ezen ve sömüren erkek egemen düzeni tanımlamak üzere kullanılıyor. Bu bakımdan patriarka, 70 sonrası feminizmin içini doldurduğu bir kavram.
Geri112
129 öğeden 121 ile 129 arasındakiler gösteriliyor.