Ailem ve Diğer Yahudiler

Roni Margulies

Ailem ve Diğer Yahudiler Sözleri ve Alıntıları

Ailem ve Diğer Yahudiler sözleri ve alıntılarını, Ailem ve Diğer Yahudiler kitap alıntılarını, Ailem ve Diğer Yahudiler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Artık biliyorum ki insanlar istedikleri gibi yaşamıyor, koşullar bir iki kısıtlı seçenek sunuyor bize, seçeneklerden en az kötü görünenini seçip idare etmeye çalışıyoruz.
Artık yalnız özlemler geçerli. Ama bağırıp çağırmadan, tepinmeden; gülümseyerek.
Reklam
"Dertleriyle,kaygılarını kendine saklar, başkalarıyla sadece haşarılığını, eğlencelerini,keyfini paylaşırdı. Bunun bir eksiklik olduğunu düşünüyorum artık; acılarımı içime gömüp dünyaya hep güleç, hep vurdumduymaz gözlerle bakmak hoşuma gitmiyor değil, ama acıları paylaşmamanın maliyeti kaygılandırmaya başladı beni."
Ve oturup ağladım. Dedem ve babam için değil, okunmamış ve artık okunamayacak kitaplar için, yaşanmamış ve artık yaşanamayacak hayatlar için ağladım.
Gerçek mutluluk, düşünmeden, mutluluğun farkında bile olmadan yaşanan mutluluk; sonraki yıllarda beynim buna bir daha hiç izin vermedi.
O da en çok babasını severdi. İstediği hayatı yaşamasını belki engellemiş, beklenmedik bir hayat yaşamasına belki de izin vermemiş olan babasını.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Alerjik astımın etkilediği bir hayat daha… ^^
Dünyaya karamsar gözlerle baktığım günlerde “Herkesin hiç düşünmeden en kolay yaptığı şey nefes almak, benim için o bile sorun!” diye düşünürdüm.
Ölüm, mutsuzluk, yaşama isteğini insanın elinden çekip alacak kadar büyük bir mutsuzluk. Üst üste gelen mutsuzluklar. Yaşamı yaşanır kılan küçük şeyleri, ezici bir dengesizlikle silip görünmez hale getiren mutsuzluklar. Bunları böylece düşünmedik. Ama ben haftalarca, aylarca toparlanamadım. Kendimi niye kötü hissettiğimi bilmeden, keyifsiz, tatsız günler geçirdim.
Mutlu muydular? Onu bilmek daha zor. Mutsuzluk kolay girer çünkü insanın hayatına; nesnel koşullardan bağımsız davranır, nedenli ve anlamlı olmak zorunda değildir.
Göçmen olmak… :)
Dillere yatkınlığım, bilmediğim dillere bile söylediğim birkaç kelimeyi tam yerli aksanıyla söyleyebilmem, önce büyükbabamdan, sonra da birçok dilin hep birden konuşulduğu bir aile ortamında büyümüş olmamdan geliyor olsa gerek.
Reklam
O kadar haklı ki...
Türk hocaların çoğu Şefik Bey gibi olduğundan, çocukların saygısını ve sevgisini kazanmaya çalışmak yerine bu saygıyı salt hoca oldukları için zaten hak ettiklerini düşündüklerinden, hiçbirini sevmez ve saymazdık. İnsanın kendinden değil de, unvanından, yaşından, üniformasından kaynaklanan bu hak iddia ve beklentisi beni o zaman da rahatsız ederdi, bugün daha da çok ediyor. Ve Türkiye’de öylesine yaygın ki.
Daha sonraki yıllarda, daha dikkatsiz okur oldum okuduğum kitapları. Aramaktan vazgeçtiğimden mi, aranacak bir şey olmadığını anladığımdan mı, bilmem. Belki de sadece tembellikten, yorgunluktan. Ya da günlük hayatın okumaya ayırdığım zamanı her geçen yıl biraz daha kemirmesinden, zaman zaman tümüyle işgal etmesinden. Sırrı yaşamanın, sırrı aramaya zaman bırakmamasından.
Ne gerek var, artık biliyorum ki insanlar istedikleri gibi yaşamıyor, koşullar bir iki kısıtlı seçenek sunuyor bize, seçeneklerden en az kötü görüneni seçip idare etmeye çalışıyoruz.
O sorunsuzluk, sorumsuzluk, huzursuzluğun ne olduğunu bile bilmemenin verdiği o derin iç huzuru ne kadar uzak geliyor şimdi bana!
“Biz yazarlar doktor değiliz, hastaların çektiği acıyız.” Alexander Herzen
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.