Aisopos Masalları

Aisopos
Akıl güzellikleri vücut güzelliklerinden üstündür.
Sayfa 31
Biz de yaşamın ne kadar değişik olduğuna bakalım da her işimizi başarıyla bitireceğimizi sanmayalım; günün güzeli olur da fırtınalısı olmaz mı?
Sayfa 24
Reklam
Prometheus insanı balçıktan yoğurup bitirdikten sonra boynuna bir heybe asmış, heybenin bir gözüne her insanın kendi kusurlarını, öteki gözüne de başka insanların kusurlarInı koymuş. Ama içinde başkalarının kusurları bulunan göz öne, ötekiyse arkaya düşmüş; bunun içindir ki her insan başkalarının kusurlarını kolayca görür de kendininkileri göremezmiş.
İlle kınamak isteyen her işin bir eksiğini bulur.
O yüzden bazen boş vermek en iyisiKitabı okudu
Bir güvercinlikte beslenen bir kumru: "Bakın, ben ne çok yavru yetiştiriyorum!" diye övünüp duruyormuş. Bunu bir alakarga duymuş. "Ayol!" demiş, "sen bu durumunA övünmeli değil, yerinmelisin: ne kadar çok yavru yetiştirirsen o kadar çok köle veriyorsun demektir!" Kullar, köleler için de öyledir: en bahtsızları, kölelikleri sırasında en çok çocuk yetiştirenleridir.
"Huzur içinde yenen yavan ekmek, endişe içindeki ziyafetten iyidir…"
Reklam
" Başkasına kötülük için düzen kuran,kendi kuyusunu kazmış olur. "
" Kimseyi küçük görmeyin,ne kadar güçsüz olursa olsun,bir gün gelir,o da sizden öcünü alır. "
Bazı insanlar da vardır, sağlıklarında dostlarına bile kötülük eder, ancak ölümlerinden herkese iyilik gelir.
Hayrlı Pazarlar Ne Oldum Delileri
Katırın biri arpayı yemiş yemiş, semirmiş; başlamış zıplamaya. Bir yandan da: "Ben at dayıma çekmişim, her şeyim ona benziyor!" dermiş. Ama bir gün katırı koşturmuşlar. Koşu bittikten sonra suratını asmış, birdenbire aklına babası eşek gelmiş. Bu masal da gösteriyor: bir insan, işleri yolunda gidip de yükseldi mi, ne oldum delisi olmamalı, aslını unutmamalı; çünkü güven olmaz bu dünyaya.
Reklam
Bir adamın iki kızı varmış, birini bir bahçıvana, ötekini de birçömlekçiye vermiş. Birgün kalkmış, büyük kızına, bahçıvanın karısına konuk gitmiş: “Nasılsınız? işleriniz yolunda mı?” diye sonnuş. Kızı: “Çok şükür, bir eksiğimiz yok; tanrılar bol yagmur yağdırır da bostanırnız sulanırsa başka bir dileğimiz kalmaz” demiş. Az zaman sonra adamcağız ikinci kızına, çömlekçinin karısına gitmiş: “Sen nasılsın? işleriniz yolunda mı?” diye sonnuş. Kızı da: “Çok şükür, iyiyiz, havalar sıcak olur da çömleklerimiz kurursa tanrılardan baş- ka bir dileyeceğimiz kalmaz” demiş. Bunun üzerine babası: “A kızım! ablan yağmur yagsın diyedua eder. sen yağmasın diye dua edersin; ben hanginizin duasına amin diyeyim?” demiş. Bir kişi birbirine uymayacak iki işe girişirse ikisini de başaramaz.
Insan iyilik gördüğü bir kişiye nankörlük ederse, bir daha başına bir şey geldi mi, artık kimseden yardım ummamalı.
Bundan Hayat Felsefesi Çıkabilir
Sazla zeytin ağacı, hangimiz daha dayanaklıyız diye başlamışlar çekişmeye. Zeytin ağacı: "Sen kim oluyorsun ki! cılız bir şeysin, her yel estikçe iki büklüm olursun!" demiş. Saz buna ne desin? hiç sesini çıkarmamış. Tam o sırada sert bir yel esmeğe başlamış. Saz hayli sallanmış, kaç kez yerlere kapanmış ama sonunda yakayı kurtarmış; zeytin ağacıysa dayattığından yel onu kökünden söküvermiş. Olup bitenlere katlanıp güce boyun eğmesini bilen kurtulur, güçlülere karşı koyayım diyenden üstün çıkar.
Başkalarının sözüne kanıp da üstünlüklerini kolayca elden çıkaranlar, bir daha kimseyi korkutamaz, kendilerinden yılmış olanlara bile yenilirler.
Resim