Akan Sulara Karşı

Talip Apaydın

Oldest Akan Sulara Karşı Quotes

You can find Oldest Akan Sulara Karşı quotes, oldest Akan Sulara Karşı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Yanlışa yanlış diyebilen, doğruyu arayan, hakkını savunan insanlar almalıydık biz, yeni kuşakları da böyle eğitmeliydik. Kımıldamaz bir toplum almaktan kurtulmanın yolu buydu. Türk halkının en çok buna gereksinimi vardı.
Sayfa 2
Yapar görün, yeter!
Dış ülkelerden yardımlar yapılmış, Romanya'dan kereste gelmiş. Evler okullar, resmi binalar yapılıyor, fakat işler gereği gibi yürümüyor. Cumhur başkanı İnönü Ankara'dan ikide bir emirler veriyor, "Çabuk olun, kış girmeden yapılar bitsin." Vali de habire bunları sıkıştırıyor. Günün birinde bir haber: "İnönü geliyor, yapılan işleri denetleyecek." Vali İzzettin Çağpar telefonla bucak müdürüne talimat veriyor: "Yarın şu saatte sizin orada olacağız. Ne kadar adam varsa ellerine birer keser çekiç balta tutuştur, hepsini çatılara çıkar, durmadan vursunlar ağaçlara." "Peki efendim," diyor Bucak Müdürü. Öyle yapıyorlar. İnönü meydanda arabadan iniyor. Bir bakıyor şöyle çevreye, müthiş bir takırtı. Uzanıp iri yarı valinin omuzuna vuruyor: "Çağpar, yapar!.." Binip gidiyorlar. "Yapmasan bile yapar görüneceksin, anladın mı kardeşim? Bizde budur devlet memurluğu."
Sayfa 15 - Literatür Yayınları - 2.Basım(Kasım 2016)- 1939 Depremi sonrası Almus/Tokat
Reklam
İyiyi kötüden ayırt edemez olmuşlar. Yılanın deri değiştirmesi gibi insanımızı bu ilkellikten birden alıp çıkarmak gerekiyor.
Sayfa 22 - Literatür Yayınları - 2.Basım(Kasım 2016)
O günlerde bir gazetede yazan Aziz Nesin, Turhal'a geldi. Gezi röportaj yapıyordu. Bir iki kez mektuplaşmıştık, ama henüz tanışmıyorduk. Oteline telefon edip yemeğe çağırdım. "Ben oraları bulamam, sen gel beni al," dedi. Gittim, odasını bulup içeri girince tuhaf bir durumla karşılaştım. Belden üstünü soyunmuş, çarşaflara bakıyordu. "Boyuna kaşınıyorum," dedi. "Bit var herhalde..." Böylece tanıştık. O yıllarda iyice parlamış, ünlü bir yazardı. Çok beğeniyordum. Bu kadar kısa boylu olduğunu da bilmiyordum. İrkildim biraz. Eve geldik. İştahlıydı. Hanımın yaptığı su böreğini pek beğendi. Bir daha istedi. Karım sevindi, "Ben Talip'e börek yediremiyorum abi, söyle de biraz da o yesin," dedi. Hiç düşünmemiştim, unutamıyorum: "Anasız büyümüş zavallı, börek yemeye alışmamış," yanıtını verdi. Çok zeki birisi izlenimi bıraktı üstümüzde. O sırada radyo günün haberlerini veriyordu. Aziz abi çayını karıştırıyordu uzun uzun. Devrin Başbakanı Menderes yeni açılan şeker fabrikalarından, çimento fabrikalarından söz ediyordu. "Yahu bu adam şekeri, çimentoyu birbirine karıştırmış herhalde, erimiyor baksanıza," dedi. Epey güldük bu söze.
Sayfa 78 - Literatür Yayınları- 2.Basım(Kasım 2016)
Bazen TÖS Genel Merkezine giderdim, Anadolu'nun dört bir yanından gelmiş öğretmen arkadaşlar görürdüm. Tanıdık tanımadık... Kimisi çok uzak yörelerden gelmişler, yorgun argın. Yıpranmış yüzleri, bozulmuş giysileriyle her biri bir dert küpü. Kimisi dövülmüştü, kimisi sürülmüştü. Kimisinin hakkında soruşturma açılmıştı. Nedenlerini konuşurken aklınız dururdu. "Çocuğa zayıf verdin," deyip dövüyorlardı, "kitap okudun," deyip sürüyorlardı, "TÖS'e girdin," deyip okul müdürlüğü alınıyordu... Tüm bu işlemleri yürütenler de bizim kendi meslektaşlarımızdı.
Sayfa 118 - Literatür Yayınları - 2.Basım (Kasım 2016)
Kayseri olayı sonradan mahkeme konusu oldu. Enine boyuna incelendi. Meğer kimi politikacıların tertibi ile cami avlularında dinamit patlatılmış ve Kayseri halkı "Komünist öğretmenler camilerimizi bombaladı," diye kışkırtılmış. Belki yöneticilerin de haberi vardı bundan. Politik ortam böylesine yozlaştırılmıştı. Öğretmenleri toplumun saldırı hedefi yapmak için her çareye başvuruyorlardı.
Sayfa 123 - Literatür Yayınları - 2.Basım (Kasım 2016) - Yorumda link var
Reklam
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.