Bazı insanları görkemli salonlarda, rahatça yaslanmış gazete okurken görüyorum. Başkalarıysa poyrazların kamçısı altında, gözleri yaşarmış, elleri koçan gibi donmuş, nereye başvuracaklarını bilmez durumdalar. Ve kendime yaşamda ne denli büyük bir adaletsizliğin olduğunu söylüyorum.
Yine de bugün dünyanın her yanında egemen olan ve azınlıkların mutluluğu için tek çözüm olan korkunç sefaletin ortasında görkemli bir yaşamın mutluluğunu anlayamıyorum. Eğer refaha kavuşmam ancak bu koşulla gerçekleşecekse, kendi yoksulluğumu yeğlerim.