Akıl Aşk ve Ötesi

Sufi muhitlerde sıklıkla dillendirilen bir menkıbede Şems-i Tebrizi(ks),Mevlâna Celâlettin-i Rûmî’nin(ks) tüm kitaplarını tek tek havuza atar. Mevlâna şaşkındır,bunu neden yaptığını sorar...Şems gerekçesini izah eder... “Bırak bu sayfaları ! Artık beni oku,bendekini oku!..”

Sayfa 17Kitabı okuyor

Muhammed Zafer Haberal

“İlim” eylemeyi bilmektir... “İrade” eylemeyi istemek... “Kudret” ise eyleyebilmektir... Haliyle vahiyde sıklıkla yinelenen “Akletmiyor musunuz” ikazı,bir açıdan da “Bildiğiniz halde neden istemiyorsunuz? ve “Bilip istediğiniz halde niçin yapmıyorsunuz?” misali detay sorgulamalar içerir...

Sayfa 45 - kapıKitabı okuyor

Reklam

Muhammed Zafer Haberal

Varlıklar arasındaki düzen ve sistematiğin(nizâm-ı âlenin)kavranması,akla başvurulmaksızın imkansızdır.

Sayfa 47 - kapıKitabı okuyor

Muhammed Zafer Haberal

İslam tefekkür geleneğinde aklın(akl-ı mead) ana işlevi ise,sebepleri keşfetmekten ziyade hikmeti ortaya çıkararak bilgide ve eylemde doğruyu yanlıştan,hakkı batıldan ayırt edip “MANEVİ” arınmışlığa uzanmaktır...

Sayfa 48Kitabı okuyor

Muhammed Zafer Haberal

İnsanın bu dünyada başına gelebilecek en büyük felaket,kalbinin mühürlenmesidir... Keza kalbe vurulan mühür; Vicdanın... İdrakin... Sezginin ve imanın adeta ölüm fermanıdır... -Böylesi kalplerin sahipleri artık ne hakkı işitip kendilerine çekidüzen verebilirler,ne de hayrı ve güzelliği görüp etkilenebilirler..!!!Bir ömür boyu mal-mülk peşinde koşup konfor,haz,şöhret veya şehvet ile tatmin olmaya çalışırlar..!!

Sayfa 102 - kapıKitabı okuyor

Muhammed Zafer Haberal

İnlerken neye benzer gönül,dövünmesiyle defi andırır... Maşuğun yay kaşlarından kirpik oklarını attığı nişangâh da odur...Aşkın yağmasına uğradığı için perişandır,haraptır,biçaredir...Yinede canını fetheden sultana toz kondurmaz...Her haliyle hayrandır maşuğa..Sevgili şem olsa,pervane kesilip tavaf eder nârı...Ta ki ; kanatları tutuşup yansın ve közlenip yok olsun aşkın ateşinde.

Sayfa 108 - kapıKitabı okuyor