Akira Kurosawa

Aldo Tassone

Akira Kurosawa Quotes

You can find Akira Kurosawa quotes, Akira Kurosawa book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
İlk filmlerini yazdıklarının ışığında yeniden gözden geçirdiğimizde yazarın bazı kişilere olan sevecenliğini, belli temalara sık sık geri dönüş­lerini ve hatta -Proustvari bir deyişle söyleyecek olursak­ "Bir sanatçının düşgücü zenginliğinin kaynağı ve gürlüğü, anılarının güçlülüğünden kaynaklanır" deyişinin gerçekli­ğini daha iyi kavrayabiliyoruz.
Şimdiye dek hayatın kölesi oldunuz, ama artık onun efendisi olacaksınız. Yaşamın tadını çıkarmak her insanın görevidir; çıkarmamak doğaya ters düşmektir. İnsan, açgözlü olmalıdır. Bunun ahlaksızlık olduğu öğretildi bize, ama öyle değildir. Hayata karşı açgözlü olmak bir erdemdir.
Reklam
Japonya'da bir yönetmenin yazgısı, diğer ülkelerin hiç biriyle karşılaştırılamayacak kadar yoğun bir biçimde, çalış­tığı yapımcı şirkete bağlıdır.
Bir çocuğun elinden şekerlemesini alirsanız, o geriye kalanları da firlatir. İnsanların deriikleriyle oynamayın.
1954'te ilk hidrojen bombası, Bikini adalarında patlatıldı. Patlamanın yan etkileriyle kayığı devrilen bir balık­çının ölümü, Hiroşima ve Nagazaki'nin ülkesindeki kamuoyunu olağanüstü bir biçimde ayağa kaldırdı. Bu gergin ortamda, ağır hasta bir dostunun da ısrarla yüreklendirmesi üzerine, olaylardan derin biçimde etkilenmiş olan Kurosawa, olası bir atom savaşının ürküntü verici, korkunç görüntüsünü sergileyecek bir film yapmaya karar verdi
1948, Kurosawa'nın "yükselmesinde" dönemeç yılıdır. Yönetmen, uzun arayış yıllarından sonra nihayet doğru bir yol tuttuğu izlenimine varır. "Savaş yıllarında düşündüklerimizi tam bir özgürlükle anlatabilmemiz olanaksızdı. 1945-1947 yılları arasında hiç durmadan gah sağın uzantılarıyla, gah solun ürkeklikleriyle boğuşup durduk; bu arada sansür de atılım yapmamızı önlüyordu. Sarhoş Melek, her türlü dış baskıdan uzak olarak yaptığım ilk filmimdir. Tüm varlığımı bu filme adamıştım. Daha ilk hazırlıklarının en başından itibaren çok uygun ve elverişli bir zeminde hareket etmekte olduğumu hissettim" diyor.
Reklam
Masanın bir yanına oturmuşlardı ve kahvelerini tadını çıkara çıkara höpürdetiyorlardı. Masanın öbür yanında, tam karşılarında da ben oturuyordum ve bir bardak su içmeye bile hakkım yoktu. Tartışma uzadı. Artık öyle bir an geldi ki oturmaktan fenalık geçiriyordum. Ayağa fırladım ve tanrı tanığımdır ki tüm o ahmakların suratlarına içimdekileri kusmak üzereydim ... Ama aynı anda masanın öbür tarafında bulunan ve oturuma uzman olarak çağrılmış olan yö­netmen Yasujiro Ozu da ayağa fırladı. Hoca aynen şu sözleri söyledi: 'Eğer tam not yüz ise, Sugata Sanshiro yüz yirmi almayı hak etmiştir! Tebrikler, Kurosawa!'" Sansürcü­lerin gösterebilecekleri olası tepkileri umursamayan Ozu sanığın yanına gelir ve kulağına bu mutlu olayı kutlamak için buluşmalarını önerdiği lokantanın adını fısıldar
Zamanının önyargılarının kurbanı olmuş bir bürokrattan daha kötü bir şey yoktur. Savaşın sonuna doğru birkaç dostla bir anlaş­maya vardık. Eğer korktuğumuz şey gerçekleşir de İmparator ulusal harakiri yapılmasını önerir ve telkin ederse, kendimizi öldürmeden önce İçişleri Bakanlığındaki tüm sansürcüleri gebertmeye ant içtik.
Bir filmin yapımı­nın tüm aşamaları en ince ayrıntılarına dek bilinmezse iyi bir yönetmen olunamaz. Yönetmen, cepheye yollanan bir subaya benzer: her birliğe ayrı ayrı kumanda edemiyorsa hiçbir zaman operasyonların tümünü bir bütünlük içinde yönetemeyecektir
Benim kuşağımın insanları, Japon ya da Batılı diye ayırmadan tüm klasikleri okudular. Bu bizler için son kerte olağandı. Bana zaman zaman yöneltilen "Batıcılık" yakıştırması hiç de benim sorunum değil; bu sizin kendi sorununuz. Ben kendimi dünya yurttaşı sayıyorum.
70 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.