Bir toplum için neyin doğru neyin yanlış, neyin yararlı neyin yararsız olduğu konusunda son söz özel gruplara değil o toplumun yurttaşlarına aittir.
Sayfa 73 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Tıpkı kusursuz bir insan vücudu olmadığı gibi kusursuz bir toplum da yoktur.
Sayfa 37 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Herkes aynı dünyada yaşamaz. Orman korucusunu kuşatan olay­larla ormanda kaybolmuş bir kent sakinini kuşatan olaylar aynı de­ğildir. Olayların sadece görünümleri değil bizzat kendileri farklıdır.
Sayfa 124 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Ekolojik sorunlar var.
Dünya ölçekli, belgelerle ortaya konmuş, ne olduğu iyice belli ve bir­ çok insanın kendi kişisel deneyimiyle yakından bildiği sorunlar (ne­hirlerin, okyanusların, havanın, yeraltı sularının kimyasal ve radyoaktif kirlenmesi; ozon tabakasının delinmesi; hayvan ve bitki türlerindeki feci azalma ; toprakların çölleşmesi ve bitki örtüsünün yok olması). Açlık, hastalık ve yoksulluk gibi birçok sözümona "Üçüncü Dün­ya sorunu" Batı uygarlığının önlenemez yükselişinin çare bulmak­tan çok neden olduğu sorunlar görünümünde.
Sayfa 12 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Bugünün bilimleri ticari ilkelere göre yürüyen iş organizasyonlarıdır.
Büyük kuruluşlardaki araştırmalara yön veren Hakikat ve Akıl değil getirisi, bahşişi en bol modalardır (fashion) ve bugün en büyük kafalar giderek artan bir düzeyde paranın olduğu yerde, yani askeri işler et­rafında toplanıyor. Üniversitelerimizde "Hakikat" değil nüfuz sahibi okulların görüşleri öğretiliyor.
Sayfa 122 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Gücü elinde bulunduran yaşam biçimi kendi kuralını koyar
Gücün yolu basit ve oldukça sık tutulan bir yoldur. Tartışma yoktur; anlama çabası yoktur; gücü elinde bulunduran yaşam biçimi kendi kuralını koyar ve ona ters düşen davranışı yok eder. İşgal ve fetihler, sömürgeleştirme süreçleri, kalkındırma programları ve büyük bir bö­lümüyle Batı eğitimi bunun örnekleridir.
Sayfa 36 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aydınlan­ma
"Aydınlan­ma" der Kant "insanın kendi başına sardığı bir beladan, toyluğundan kurtuluşudur. Toyluk, insanın başka birisinin yönlendirmesi olmadan kendi aklını kullanamamasıdır. Eğer toyluğun nedeni akıl noksanlığı değil bir kararlılık noksanlığıysa bu, onun kendi başına sardığı bir bela demektir".
Sayfa 21 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Kültürel farklar ortadan kayboluyor, yerel zanaatlar, gelenekler ve kurumlar yerlerini Batılı nesneler, gelenekler ve örgütlenme biçimlerine bırakıyor.
Sayfa 11 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Bilgi ve bilgiden yararlanma...
Şu anda bilimsel dergilerde, elkitaplarında, yazılarda ve harddisk­lerde gömülü duran olgular toplamının diğer geleneklerce üretilmiş bilgiler toplamından kat kat fazla olduğu doğru olabilir. Fakat önemli olan miktar değil yararlılık ve erişilebilirliktir. Bu bilginin ne kadarı yararlı ve kimin için?
Sayfa 187 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Gelenek “her şeyin kralıdır.” Fakat farklı insanlar farklı krallara itaat ederler.
Reklam
Eğer bir insana, bu kim olursa olsun, tüm dünya kavimleri arasından en iyisi olduğunu sandığın inanç kümesini seç desek, önündeki inanç küme­lerinin her birinin diğerlerine göre iyi ve kötü yanlarını iyice ölçüp biç­tikten sonra, ister istemez kendi ülkesine ait olanını seçer. İstisnasız herkes içinde büyüdüğü dinin, adet ve geleneklerin en iyisi olduğuna inanır.
Sayfa 55 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Dün aptallık abidesi olarak karşılanmış görüşler bugün bilgimizin vazgeçilmez parçaları arasına girmiştir. Dünyanın döndüğü düşüncesi bir zamanlar reddedilmişti çünkü olgularla ve dönemin en iyi hareket teorisiyle çelişiyordu; farklı, daha az deneysel ve zamanı için hayli spekülatif bir dinamik teorisi bilim adamlarını her şeye rağmen bunun doğru olabileceğine ikna etti. İkna edebildi;
Sayfa 44 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Tüm dinler de "ilke olarak" iyi dir; fakat ne yazık ki bu soyut İyi, onların uygulayıcılarının bir alçaklar sürüsü gibi davranma­sını ancak nadiren engelleyebilmiştir.
Sayfa 343 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Formel nesnellik
Formel nesnellik nosyonunun da ötekine benzer sorunları vardır. Bunda şaşılacak bir yan yok; "formel" usuller bazı dünyalar için an­lamlıdır, bazıları için ise aptalca. Örneğin, her seferinde ardından daha kapsamlı açıklamaların sökün ettiği sonu gelmez bir eleştiri sürecine rağbet etmek, niteliksel ve niceliksel olarak sınırlı bir evrende işlemez. Maddi güvenlik ve manevi doyum sağlayan yaşam biçimlerini boz­duğu düşünülerek, ahlaki gerekçelerle bile reddedilebilir: Bazı halklar sürekli yeni fikirler peşinde koşmak yerine istikrarlı bir dünyada sefa sürmeyi tercih eder.
Sayfa 17 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Belirli bir dünyada yaşayan bireyin bilgiye ihtiyacı vardır.
Bulut­lar, okyanus yolculuğunda ufuk hattı ormandaki ses kalıpları, has­ta sanılan bir kişinin davranışları gibi görüngüleri ayırt etme, onları yorumlama yetisinin içinde inanılmaz büyüklükte bir bilgi birikimi yatar. İnsanların, kabilelerin, uygarlıkların hayatta kalabilmesi bu tür bir bilgiye bağlıdır. İnsanların yüzlerini okuyamasaydık, hareketlerini anlayamasaydık, ruh hallerine uygun davranışlar gösteremeseydik ha­yatlarımız tam bir hüsran olurdu.
Sayfa 126 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Resim