Alacakaranlıktaki Ülke
Gögün karanlık denizlerinde yelkenlerini sişiriyor ay
Ülkeme bakıyorum uzayip giden bir gecede
Suskun ve boynu bükük yalnızlığında bir sokağın.
Elimde henüz açmamış bir gül var
Ve boşanmayı bekleyen bir konușma isteği dilimde
Perdeleri çekilmiş, kapıları sürgülenmiş evlerde
Yaşayıp giderken halkım
Rüzgâra bırakılmıs bir mumun alevi gibi
Titriyor bakışlarımda bütün görüntüler
Tabak, çatal sesleri geliyor çok derinlerden
Fısıltlı konuşmalar, ürkek gülüşmeler...
Çocuklar, ilk silah sesinde yaşlanacakmışcasına
Sıkıca tutuyorlar oyuncaklarını
Ve bir namluya dönüşeceklerinden kuşkulanarak
[çiçekler
Kırmak istiyorlar saksılarını