Apoletler, devletler, yoksulluk, umut, gurur, zaman, hastalıklar, ölüm ve zalim insanlar. Mektubun akıbeti sadece bir final; önemli olan umut etme ve bekleme halinde başa gelenler. Ki bekleyeni de paslı tenekeden kazıdığınız kahve gibi pişiren, gözünü açan bekleyiş halindeki gerçekler. Yaşlı bir albayı büyüten gerçekler.
Nemli, yağmurlu, rüzgarlı, hamaklı ve sinekli bir evde sohbetlerine sızmış gibi hissediyorsunuz ve mahcup oluyorsunuz. O kadar gerçekçi ve hayranlık uyandıran bir dil.
Ve 23.00'te sokağa çıkma yasağı borusu ile saatlerini ayarlayan o iki insanı uzun süre unutamayacak olmanın bilinci.