Aleve Dokunmak sözleri ve alıntılarını, Aleve Dokunmak kitap alıntılarını, Aleve Dokunmak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arabaya bin,” diye ekliyor babam usulca. “Lütfen, artık bin.”
Araba boyunca yürüyor. Güneş gözlükleri gözünde, ağzı çizgi gibi.
Yolcu kapısını açıyor ve sırt çantamı alıyorum, kapıyı gürültülü bir şekilde çarpıyor ve Berlin istikametine doğru yürümeye başlıyorum.
Babamın babası çalınmış araba ticaretiyle uğraşırmış; arabalar kaybolur, bir gün içinde renkleri değişir, yeni belgeler ve yeni bir sahip edinirlermiş. Kolay paraymış bu.
Babamı yedi yıldır görmüyorum ve tüm bu zaman boyunca ondan tek bir haber de
almadım. Bugün, nihayet yeniden görüştüğümüzde, elimi bile sıkmadı. Hatta kaç yaşında olduğumu dahi unutmuştu. Bunların üstüne, bir de kanser olduğunu öğrendim. Onun hayatı hakkında en ufak bir bilgim yok.”
Aynı anda birkaç işte birden çalışan ve dolayısıyla, tam olarak ne iş yaptığını kimsenin bilemediği insanlar vardır ya, işte babam eskiden onlardanmış.
Baban sana problemlerinden hiç bahsetmedi mi?”
“İnez,” diyorum ve öne doğru eğiliyorum. Dirseklerim masaya dayalı, ellerimi dua eder gibi birbirine kavuşturmuş durumdayım.
Komik görünüyor olmalıyım. Babasını çözemeyen, onun tarafından Hamburg’a sürüklenen, orada bir üvey kardeşi olduğunu öğrenen, bir cama fırlatılan, babasının abisini bıçakla tehdit eden ve hepsinin üzerine, bir de kuzenine âşık olan komik oğul.
Neil benim üvey kardeşim. Ve Bayan Reigenbach da, üvey annem gibi bir şey. Babam, annemle evlendiğinde ve evlilikleri boyunca, Bayan Reigenbach’la da “gizli bir
ilişki” sürdürüyormuş. Nitekim annemle babamın geçinememelerinin bir sürü nedeni arasında bu durum da varmış.
Gırtlağıma kadar boka batmış durumdayım, ama bunun seninle hiçbir ilgisi yok, hem de hiç... Seni seviyorum, tamam mı ve benden hiçbir şey ummaman gerektiğini kafana yerleştirirsen, seninle anlaşabiliriz.
Babamı hep, ikinci şeride park ederek yolu tıkayan, çevresinde ne olup'bittiğini takmayan biri olarak anımsayacağım. Hep yolda duran, canı nereyi çekerse kendine
orada yer bulan ve başkalarının ne düşündüğüne metelik vermeyen biri olarak...