İnançlarına göre Aleviler, vakitli vakitsiz bir kimse kapısını çalsa mihman Ali'dir der misafir ederler. İçtenlikle, çekinmeden erlerin yokluğunu göstermeden hizmette kusur etmezler.
İbadeti ancak Sünni düşüncesi doğrultusunda yaparsın bendensin ve Müslümansın dedikçe, yezitlik düşüncesinin yaşatıldığının resmidir.
Sorulmaz mı böyle bir şey yoksa Maraş katliamında insanları diri diri öldürüp öldürdüğü yerde afiyetle oturup yemek yiyen caniler hangi ümmetin temsilcileridir.
Alevi-Bektaşi şiirinde dünya nimetleri sevilir. Yaşayışın tadı tuzu aşk ve sevgidir.
Sevgili Tanrı'dır. Seven de sevilen de O'dur.
Yaratıcıya korku ile değil sevgi ile yaklaşır.
İslam anlayışındaki değişiklikler çevrelerce yadırganarak , tepkiler sonucu acı olaylara neden olunabilir. Hallac-ı Mansur, Nesimi,Barak Baba, Pir Sultan Abdal gibi düşünürler akıbeti buna en güzel örnektir.
Siyasete hizmeti görev bilen bir kısım basın organlarının izledikleri samimi ve yapıcı yola karşılık, kimi yayın organları da konuyu istismar etmişlerdir.
Yalan yanlış, düzmece ve kasıtlı bir takım bilgileri yayınlamış .
Bu tutumun, günümüzde kadar uzayan etkileri ve izleri söz konusudur.
"Mum söndü " vb. gibi saçma ve asılsız olayların, olmuş gibi sanılmasında bu tür yayınların da payı vardır.
Uyan ey millet-i Ali
Bu ne cehl ne cehalet
Biri Sunni biri Şii
Deyuben kıldı adavet
Bu ne gayret bu ne himmet?
Elden gitti kamu millet
İki Peygamberimiz mı,
İki Kur'anımız mı var?
Harici düşman olanlar
Araya soktu adavet
Bu ne gayret bu ne himmet?
Elden gitti kamu millet