Görüşlerini ciddiye aldığımız, kendilerinden istifade ettiğimiz veya insanlığı etkilemiş olan büyük düşünür ve filozofların birçoğunun temel eğitiminin dini kurumlarda verilmiş ya da oralardan alınmış olması gerçeği hatırlanmalıdır
Kültürel zemin açısından üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de Türkiye Diyanet teşkilatıdır. Mevcudiyetinin meşruiyetini anayasadan alan bu kurum maalesef ne dindarları ne de dine mesafeli duranları memnun edebilmiştir.
Herhangi bir devlet gibi Türkiye'nin de halkına dini öğretmesinden daha doğal bir şey olamaz. İnsanlık tarihi içinde dine bigane kalan herhangi bir medeniyet yok gibidir. Farklı dinlere ya da mezheplere mensup olsa dahi, devletin vatandaşlarına en azından kültürel seviyede dini öğretmesi yadırganmamalı hatta talep edilmelidir.
Dinin kaynakları arasında aklın da bulunduğu ve imana akılla ulaşılabileceğini ileri süren Maturidi anlayışının bir benzerini Hacı Bektaş'ta da görmek mümkündür.