Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği
Abdülhak Şinasi HisarAli Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği Gönderileri
Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği kitaplarını, Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği sözleri ve alıntılarını, Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği yazarlarını, Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat fecaatini bize en iyi gösteren shakespear'dir. Zira daima trajedinin koynunda bir komedi gizlenir ve -gerçi insanda gülmeye cesaret kalmazsa da- facia, her zaman müthikeden nükteler kapar.
Asıl saadetin (basit, fakat gözden kaçıp unutulan hakikat!) İçimizdeki kanaatten ibaret nispî bir şey olduğu esastır.
Ehemmiyet verdiğimiz her sözün ağzımızdan çıkabilmek için merhun bulunduğu bir vakit vardır. Tehlikeli bulduğumuz her sözü açığa vurmak için bir karantina devrine tâbi tutarız. Zehrini bildiğimiz her söz, çiçekler arasında dolaşan bir yılan gibi, başka sathi sözler altında gizlene gizlene süründükten sonra ifadesinin imkanını bulur ve meydana çıkar.
Gördüğümüz gözler bize neler gösterir! Hepimiz gözlerimizle ancak etrafımızı, başkalarını görmeyi umarız. Nadiren hatırlarız ki gözlerimizle asıl kendimizi göstermiş oluruz. Gözlerimiz bizim görmemize yaradığı kadar başkalarına da kendimizi göstermeye yeter.
Sayfa 68Kitabı okudu
Başını israf ettiği servetinin varlıkları içinde uzatıp baktıkça malik bulunduğu nimetlerden haz almaktan ziyade, mahrum olduğunu düşündüğü şeyleri görüyor; her şeyi beraber istediği için umduğu ve dilediği bazı nimetlerden mahrumiyetini daha çok duyuyor, daha kendisinin olmamış bir takım ganimetlere tahassürle bakıyor, aklında esen nice ankalara Gönül veriyor, daha geniş ufuklara varmak, daha canlı avlar avlamak, daha mühim oyunlar kazanmak, daha derin musikiler duymak, daha bakir aşkların vuslatına ermek sevdasını duyuyordu.
Sayfa 59Kitabı okudu
İnsanlar öyle tuhaf yaratılmıştır ki, bilhassa memnu meyvalara düşkün oldukları gibi, ellerinde mevcut olan kıymetlerden ziyade havadan gelecek kazançlara meraklıdırlar. Hepsinde, avını arayan ve bekleyen bir ruh vardır. Şahsen tok ve lakayt olması icap edenler bile elleriyle kopardıklarını daha lezzetli bulurlar.
Sayfa 32Kitabı okudu