Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

All About Space - Sayı 1 - 2021/01

All About Space

All About Space - Sayı 1 - 2021/01 Sözleri ve Alıntıları

All About Space - Sayı 1 - 2021/01 sözleri ve alıntılarını, All About Space - Sayı 1 - 2021/01 kitap alıntılarını, All About Space - Sayı 1 - 2021/01 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gök cisimleri nelerden meydana geliyor? Işığın tayf doğasını uzun zamandır biliyoruz: Isaac Newton, 1666'da, Güneş'in beyaz ışığını bir prizmadan veya kendi deyimiyle tayfçekerden geçirdiğinde bir dizi renge ayrıştığını göstermişti. Yine de maddenin yaydığı enerjinin de ışık saldığı ve ısı kullanarak kimyasal bağları
1960'lardan beri Europa'nın buzlu kabuğunun altında bir okyanus olduğundan şüpheleniliyordu. 1970'lerin başlarında Voyager 1 ve 2 Europa’nın yanından geçerken uyduyu ayrıntılı bir şekilde görüntüledi, 1989’da Galileo görevi, Europa'nın manyetik alanının bozulduğunu ortaya çıkardı. Bunun nedeni, derinliklerinde bulunan elektriksel olarak iletken bir sıvı olmalıydı. Bugün, uydunun okyanusunun derinliğinin 100 kilometre olabileceğini düşünüyoruz. Uydunun pürüzsüz yüzeyinin, büyüleyici bir "iyileşme" sürecinin sonucu olarak ortaya çıktığına dair kanıtlar bulunuyor. Kuyrukluyıldızlar ve asteroitler çarptıktan sonra, alttaki su yüzeye yükseliyor ve -160 derecede donuyor.
Sayfa 21
Reklam
Doppler tekniği
Ötegezegenleri keşfetmek için yıldız ve gezegenlerin hareketlerini analiz eden dolaylı bir yöntem
Sayfa 26
Fransız matematikçi Urbain Le Verrier'den, Uranüs'ün neden Newton'un yerçekimi yasalarıyla çelişen bir yörüngede dolandığına bakması istenmişti. Çünkü, 1781'de keşfedilen Uranüs, yörüngesinden hafifçe dışarı çekiliyordu. Le Verrier sonunda, 1 Haziran 1846’da bunun Uranüs'ten daha uzaktaki başka bir gezegenin etkisinden kaynaklanıyor olması gerektiğini ortaya koydu. Gökyüzünde bu gezegenin nerede olması gerektiğini hesapladı ve Berlin Gözlemevi'nden Johann Gottfried Galle'den onu aramasını istedi. 23 Eylül 1846'da Galle bu gezegeni Le Verrier'in söylediği yerden bir derece uzakta buldu. Neptün, bugünkü tanımıyla, keşfedilen son gezegen oldu.
Sayfa 20
Gece gökyüzüne baktığımızda gördüğümüz galaksiler aslında geçmişe bir bakış atmamızı sağlıyor. Onlardan gelen ışığın bize ulaşması milyarlarca yıl alıyor, bu yüzden Büyük Patlama'ya çok yakın ilkel galaksileri keşfetmek ve gözlemlemek mümkün.
ATHLETE
ll-Terrain Hex-Limbed Extra-Terrestrial Explorer veya kısa adıyla ATHLETE, NASA’nın, uzun mesafelere yükleri taşıyarak insanlı keşiflere yardımcı olacak ağır yük kaldırma robotu.
Sayfa 35
Reklam
Gama ışınları evrende bilinen en yüksek enerjiye sahip ışınım türü.
Sayfa 18
Albert Einstein yaklaşık 100 yıl önce genel görelilik kuramını ortaya koyarken kütleçekimi dalgalarının varlığını öngörmüştü.
Sayfa 33
Filmlere ve kitaplara konu olan meşhur Arecibo Teleskobu çöktü
Güneş Sistemi yaklaşık 4,6 milyar yıl önce ince bir gaz ve toz bulutu içinde oluşmaya başladı.
Reklam
Evrende altın, gümüş ve bronz nasıl ortaya çıktı?
Bronzun ana bileşeni olan bakır, büyük yıldızların yaşamlarının sonundaki süpernova patlamaları sırasında, mevcut azotu tohum olarak kullanarak oluşuyor. Helyumdan daha ağır elementler astronomide “metaller” olarak adlandırılır ve bunlara azot da dahildir. Güneş Sistemi’nden çok daha önce doğmuş, metal açısından fakir yıldızlarda bakırın oluşması çok daha zordur.Gümüş, bakırdan daha ağırdır ve çekirdeğindeki proton sayısına göre daha fazla nötron içerir. Bu nedenle gümüş, süpernova patlamaları sırasında “nötron yakalama” adı verilen ekstra bir işlemle oluşturulmalıdır. Altın atomları çok daha ağırdır ve onları oluşturmak gümüş ve bakırdan daha zordur ve iki farklı astronomik olayla ortaya çıkabilir. İlki, bir nötron yıldızı birleşmesidir. Bir nötron yıldızı, salt nötronlardan oluşan yüksek yoğunluklu bir yıldızdır. Bu tür iki yıldız birbiriyle çarpışırsa, altın gibi nötronca zengin elementlerin oluşması mümkün. 2017’de bir nötron yıldızı birleşmesi kütleçekimi dalgaları ile gözlenmişti. Son çalışmamızda, bu mekanizmanın tek başına evrende görülen tüm altını üretmek için yeterli olmayacağını bulduk. Altının üretilebileceği başka bir yer, manyetik alanlardan güç alan jet patlamaları yapan, dönen büyük kütleli yıldızlar, ancak bunlar da oldukça nadir bulunuyor. Bu iki üretim sahasını da hesaba katmamıza rağmen, gözlemlenen altın miktarını açıklamamız yine de mümkün olmadı. Bu gizemi çözmek için daha fazla nükleer deneme yapmamız, metal açısından fakir yıldızları incelememiz ve yıldız ve süpernova simülasyonları yapmamız gerekli.
Sayfa 91 - Dr Chiaki Kobayashi, İngiltere’deki Hertfordshire Üniversitesi Astrofizik Araştırma Merkezi’nde astrofizik okutmanıdır.
İlk ötegezegen bulundu
İtalyan Dominik rahibi, filozof ve matematikçi Giordano Bruno, Dünya'dan uzakta, yaşam potansiyeli olan ötegezegenlerle çevrili yıldızlarla dolu sonsuz bir evren hayal ediyordu. Ancak hayalinin gerçek olduğu, 1600’deki ölümünden 392 yıl sonrasına kadar kanıtlanamadı. Bu onur, 1992'de PSR B1257+12 olarak bilinen pulsar (bir nötron yıldızı türü) etrafında bir gezegen sistemi keşfeden Polonyalı astronom Aleksander Wolszczan ve Kanadalı astronom Dale Frail'e ait oldu. Astronomlar pulsar zamanlama yöntemini kullanarak Dünya’dan 1.000 ışıkyılı uzakta, Başak Takımyıldızı doğrultusunda bulunan bu yıldızın yörüngesinde iki gezegen tespit etti. Pulsarlar hızlı dönmelerine bağlı olarak çok düzenli, sabit ve yoğun elektromanyetik ışınım gönderdiklerinden, bu ışınımdaki en hafif düzenli değişim çevrelerinde ötegezegenler dolandığına işaret ediyor. İki yıl sonra, bu sistemde üçüncü bir gezegen bulundu (1996'da dördüncü bir gezegen bulunduğu iddia edildi ancak daha sonra bu geri çekildi). O zamandan beri, 1995'te Güneş benzeri bir yıldızın etrafında dolandığı tespit edilen, gaz devi Pegasi b de dahil olmak üzere 1,750'den fazla ötegezegen keşfedildi. 1996 yılında Wolszczan, American Astronomical Society tarafından Beatrice M Tinsley Ödülü'ne layık görüldü, Frail ise 2010'da Guggenheim Bursu ile ödüllendirildi.
Sayfa 31
Big Bang teorisini kanıtlayan ışınım
Astronomlar Arno Penzias ve Robert Wilson, 1965 yılında New Jersey’de Holmdel Horn Anteni’ni kullanarak gökyüzünü tararken tesadüfen Kozmik Mikrodalga Arka Plan Işınımı'nı (Cosmic Microwave Background Radiation - CMB) keşfettiler. Görünmeyen ışık dalgaları bulmaya çalışıyorlardı ancak arka plandaki radyo gürültüsü çalışmalarını engelliyordu. Astronomlar sorunu ortadan kaldırmak için her türlü yolu denemeye başladı. Geriye kalan sinyale bakan ikili, şaşırtıcı bir sonuca vardı: Gürültü, gökyüzünün her yönünden geliyordu. Topladıkları verileri diğer astronomlara aktardılar ve bunun büyük olasılıkla Büyük Patlama'dan sonra ortaya çıkan ilk ışınım olduğunu öğrenince şaşkına döndüler.Büyük Patlama'dan yaklaşık 380.000 yıl sonra ortaya çıkan ışınımın Dünya'ya ulaşması kabaca 13,8 milyar yıl almıştı. CMB günümüzde 2009’da uzaya fırlatılan ESA’nın Planck teleskobu ile haritalanıyor.
Sayfa 28
GAİA Samanyolu’nu haritalayan bu uydu dört yılı aşkın bir süredir çalışıyor ve bir milyardan fazla yıldız içeren çok geniş bir veri kümesi oluşturdu. Bir Meksika şapkasına benzeyen bu uzay aracı, altı yıldan fazla bir süredir yıldızların haritasını çıkarıyor. Yakın tarihte yayınladığı veriler, yaklaşık 1,7 milyar yıldız hakkında eşsiz bilgiler içeriyor ve bugüne kadar üretilmiş en büyük yıldız kataloğunu oluşturuyor. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) başlangıçta Gaia'yı bir optik interferometre görevi olarak kullanmayı planlamıştı, bu da Gaia'nın aslında daha büyük bir teleskobun elde edeceğine benzer bir görüntü oluşturmak için birlikte çalıştığı bir dizi küçük teleskop ağı olacağı anlamına geliyordu. Görev geliştikten ve interferometre fikri bırakıldıktan sonra önceki tasarım değiştirildi. Böylece Gaia'nın birincil amacı, Hipparcos görevinin mirasını temel alarak beş yıllık bir kapsamda galaksimizdeki yıldızların en büyük ve en net üç boyutlu haritasını oluşturmak oldu.
Evren 13,82 milyar yaşında!
Elimizde kesin bir tarih olsaydı, evren için doğum günü partisi düzenleyebilirdik. Şu anda sadece önümüzde olan kanıtlara dayanarak çok iyi bilimsel tahminler yapabiliriz, ancak bilim insanları artık evrenin 13,82 milyar yaşında olduğunu söylerken çok daha kesin konuşuyor. Yani evren, önceden tahmin edildiğinden 100 milyon yıl daha yaşlı. Bu rakama Mart 2013'te, Avrupa Uzay Ajansı'nın Planck uzay teleskobu gökyüzünde bir milyar noktayı gözlemlediğinde ve 15,5 ay boyunca Kozmik Mikrodalga Arka Plan Işınımı'ndaki küçük sıcaklık dalgalanmalarının ayrıntılı bir haritasını çıkardığında ulaşıldı
Sayfa 29
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.