Erbakan’ın konuşmasına katılan imama neden bir siyasi partinin konuşmasına gittin sorusunun cevabı:
--30 yıldır bu camiinin imamıyım, ilk defa bir parti genel başkanı geldi, benim arkamda namaz kıldı.Ben de gittim dinledim.Ecevit de gelip arkamda namaz kılsa, Demirel de gelip arkamda namaz kılsa, gidip dinlerim…
Böylece bu davanın, küçük de olsa ihaneti asla kabul etmediğini, er veya geç bu davanın hakkını çiğneyenin burnunun sürtüldüğünü gözlerimizle görmüş olduk.
Bir yere giderken arabada olsun, uçakta olsun ihtiyacından fazla konuşmaz, hep zikirle ve Kur’an’la meşgul olurdu.Şoförlüğünü ve hizmetlerini yapan kişiler hep bunu ifade ediyorlar..
Abdülaziz Efendi zaman zaman Erbakan hocaya derdi ki:
-Ben fazla fazla anlamıyorum, senin zekan müsait, ne olur gel şurada bu hadisleri ben okuyayım, sen dinle ve beraber gözden geçirelim!
Böylece Abdülaziz Efendi ince bir zarfın içine koyarak Rumuz-el Ehadis’i Erbakan hocaya ezberletip belletmiştir.O da her duyduğunu ezberliyor mübarek,hafızası çok güçlü Necmeddin beyin. Bu durum 1952 yılından vefatına kadar sürdü.
Bir defasında Demirel saldırıyor:
—Efendim bir arkadaş çıkmış diyor ki, Müslümanlar inandığı gibi yaşayamıyor.Arkadaş, camiler açık değil mi,evet efendim!Allah vermesin ölünüz olduğu zaman, onun arkasından Kur’an okunması yasak mı değil!Şu yok mu, var o da var!Eee daha ne istiyorsunuz?
Erbakan hoca:
—Biz okuldayken okulun müzesi vardı, bir dolabın üzerinde de bir kuş vardı, gagası vardı, gözleri pırıl pırıl, renkli tüyleri de vardı.Ancak bu kuşun içi saman doluydu!Biz bu kuşun canlısını istiyoruz, canlısını!..