Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Allah Yolunda Öyküler

Yusuf Bahadır

Allah Yolunda Öyküler Sözleri ve Alıntıları

Allah Yolunda Öyküler sözleri ve alıntılarını, Allah Yolunda Öyküler kitap alıntılarını, Allah Yolunda Öyküler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Insan ne ararsa önce kendinde aramalı. Iyiligi de kötülüğü de önce kendisine sormalı Birisi sana kötülük yaptıysa önce kendine dönüp düşünmeli ben ona daha evvel fenalık yapmış mıydım keşfedecek en büyük hazine Allah'ın eseri olan insandır içimize dönüp kendimizi keşfetmeliyiz
Reklam
Kuş tüyü yataklarda Allah mi aranır? Bu rahatlık içinde Allah'a ulaşmaya çalışan sen mi söylüyorsun bunu bana ey sultan
Sayfa 127Kitabı okudu
Cehennemde ateş olmaz, herkes ateşini kendi getirir Cehennem alev alev yanar evet. Lakin onun ateşini körükleyen rüzgar değil günahlarımızdır O ateşe odun atan şeytan değil nefsimizdir
Padişahın acı meyvesinin hikayesi
İyi huylu bir Sultan, bir gün kölelerinden birisine bir meyve verdi. Köle meyveyi öyle iştahla yiyordu ki padişah da ondan yemek istedi. Köle padişaha o meyveden bir parça sundu. Ama padişahın meyveyi ısırmasıyla kaşlarını çatması bir oldu. Meyve pek acıydı. “Ey köle! Böyle acı bir meyveyi bu kadar iştahla kim yer?” dedi. O şu cevabı verdi: “Şimdiye kadar elinden pek çok hediyeler aldım, yedim. Hepsi de birbirinden lezzetliydi. Bir kerecik de elinden böyle acı meyve geldi diye hemen suratımı buruşturamam ki! Hep senin nimetlerinle beslenmişim. Senin elinden gelen bir nimet nasıl olur da acı gelir?”
En başarılı yöneticiler, şirketlerin alt kadrolarında yetisenlerden çıkar
Reklam
Oysa bitmez bir sonsuz yolculuktur hayat, kısa süreliği bu cihanda, ömürlüğü öteki cihanda olan.
Sayfa 93 - Net kitapKitabı okudu
Zaman muhtacı vurmuş dememeli Zira onu vuran kılıç henüz kınına girmemiştir Mümkündür ki zaman kılıcı herkesi muhtaç duruma düşürebilir
Sayfa 121Kitabı okudu
O yangın Hakk 'ın alametlerindendir Sizin cimrilik ateşinizdir o yanan
Sayfa 102Kitabı okudu
Mesele zindandan kurtulmak değildir Ilk önce sürülen lekeden arınmak gerekir Çünkü iftira güveni sarsan bir bomba gibidir Yusuf da bunu bildiği için suçsuzluğu masumluğu ispatlansın istedi
Reklam
Ibrahim bin ethem hikayesi
Belh şehrinin padişahı İbrahim Bin Ethem'in hayatı oldukça ibretliktir onun dünya padişahlagından Allah yoluna geçme hikayesi nicesine yol gösterecek cinstendir Bir gün İbrahim Bin Ethem cariyesine emir verip kuş tüyü yatağı hazırlamasını emretti odadan çıktıktan sonra cariye yatağı hazırlarken yorgunluktan belki biraz da meraktan dayanamayıp İbrahim Bin Ethem'in ihtişamlı yatağına uzanıp uyuyakaldı Kısa süre sonra İbrahim Bin Ethem yatak odasına gelip de cariyesi kendi yatağında yatar bulunca çok sinirlenir kamcisini çıkardığı gibi cariyeye acımasızca vurmaya başladı ne var ki cariye her vuruşta biraz daha gülmekten kendini alamıyordu hayli vurduktan sonra İbrahim Bin Ethem bakmış ki cariyenin durumu durum değil dayanamayıp sorar Bre gafil! Kamçı her bir yanını yara bere etti ne diye hala gülersin cariye: ey sultanım ben bir hata edip bu kuş tüyü yatağa yatağa beş dakikalığına uzaniverdim yediğim kamçının hesabı yok aklıma bir an geldi de siz yıllardır bu rahatlığın içindesiniz acaba öteki cihanda size ne kadar kamçı vururlar Bunu duyan ibrahim bin ethem soğuk terler dökmeye başlayıp olduğu yerde kalakalır kendine geldiğinde cariyeyi azat eder
Sayfa 125Kitabı okudu
Muaviyenin ihtişamlı bir saray yaptırdığını duyan Ebu Zer ra onun yanına giderek Eğer bu yaptırdığın saray Allah'ın malındansa hainliktir, kendi malınsa savurganliktir dedi ve Ey iman edenler! Bilin ki yahudi din bilginlerinin ve hıristiyan din adamlarının birçoğu halkın mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan alıkoyarlar. Altın gümüş biriktirip Allah yolunda harcamayanları elem veren bir azapla müjdele! Tevbe 34. Ayeti okudu
Sayfa 123Kitabı okudu
Eskiden torun sohbet ederdi ölmüş dedesiyle
Eskidem mezarlıkların etrafını bu kadar büyük yüksek duvarlarla kapatmazdık bir ormanlık alandı mezarlıklar eski mezarlıklara bakın yol kenarlarında evlerin yakınında bulunuyor zamanla manevi hayatı öte dünyayı hayatın dışına çıkarmak için önce mezarlıkların etrafına kocaman duvarlar ördük ölülerimizi görmek istemiyorduk hayat çok renkliydi solgun renksiz mezar taşlarına ölüme yer yok gibiydi sonra o koca duvarlarda yetmedi mezarlıkları kuş uçmaz kervan geçmez yerlere yapmaya başladık şehir dışları ıssız çorak topraklardır artık mezarlıklar Eskiden sohbet ederdi torun ölmüş dedesiyle hayatın tek Cihan'dan oluşmadığını daha küçükken öğrenirdi mezarlıkları ölülerimizi hayatın dışına çıkarınca yeni bir merak başladı insanoğlunda daha uzun yaşamalıyım en uzun ben yaşamalıyım Oysa bitmez bir sonsuz yolculuktur hayat kısa süreliğine bu cihanda ömürlügü öteki cihanda olan
Nasıl bakarsan öyle görürsün hikayesi olsun bu da:)
Eski zamanın zengin şehri Semerkanta taşınmak isteyen çok olurdu Semerkant'ın mahallelerinde oturanlarsa komşu seçerken çok titiz olurlardı her mahallenin bilge sufisi oraya taşınmak isteyenleri birkaç sual sorduktan sonra onların taşınıp tasınmayacağına karar verirdi günün birinde Semerkant'a yüklü develeri ile gelen bir tüccar seçtiği güzel mahallelerden birine taşınmak istemiş oranın bilge sufisinin yanına gitmiş yaşlı sofiye ey şeyhim buraya taşınmayı düşünüyorum param pulum hayli fazladır buranın komşuluk ilişkilerini merak ediyorum bana buradaki insanlardan bahseder misiniz der bilge sufi adama bana geldiğin yerde insanların nasıl olduklarını anlat karşılığını verir ziyaretçi onlar soyguncuydu yalancıydı eşkıyaydi der yaşlı sufi ince bir tebessümle burada yaşayanlar da tıpkı senin anlattığın gibidir diye cevap verir Ziyaretci mahalleden koşarcasına uzaklaşır bir daha hiç gelmez Hayli zaman sonra aynı mahalleye başka bir adam geliyor arkasında develer yükler yoktur bir katır üstünde gelir maliye Şeyh yine aynı yerinde derin bir sakinlik içinde oturuyordur genç adam mahcup bir eda ile çekinerek buraya taşınmayı düşünüyorum bana burada yaşayan insanları anlatır mısınız der sufi bu genç adama da aynı soruyu sorar bana senin geldiğin yerdeki insanlarin nasıl olduğunu anlat ziyaretçi Ah onlar tanıdığım en nazik en kibar en merhametli en sevgi dolu insanlardı onları çok özleyeceğim deyince yaşlı şeyh burada yaşayan insanlarda aynen öyle der genç adamın mahalleye taşınmasına onay verir İnsan herkesi kendi gibi görür dünya bir aynadır ne bakarsan onu görürsün