Als Männer noch Helden waren

Luciano De Crescenzo

Öne Çıkan Als Männer noch Helden waren Gönderileri

Öne Çıkan Als Männer noch Helden waren kitaplarını, öne çıkan Als Männer noch Helden waren sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Als Männer noch Helden waren yazarlarını, öne çıkan Als Männer noch Helden waren yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sadakat, onur, anlaşmalara bağlılık - hepsi muhteşem güzel şeyler, ama sırf pazar konuşmalarında (Kilisideki pazar vaazında mesela). Bir defa eli silahlı rakibinin karşısında durdu mu, onu kısıtlayacak olan hiçbir ahlaki kural yoktur artık. Ortaçağın şövalyesinin tersine, Yunan kahramanları kancıklığın en büyük örneğini sergiler ve aynı zamanda haindir de.
Unuttuğumuz hobilerde bugün; kuşatılmak...
Antik Yunan'da bir şehrin koruyucu duvarları ortalama olarak her yirmi yılda bir saldırıya uğruyordu. Başka bir ifade ile: her yetişkin Yunan bu travmatik olayı ömrü içerisinde birden fazla kez yaşamak durumundaydı.
Reklam
Kiminin bahtına ne hayatlar düşmüş..
Sokrates zamanında köle edilmek gündelik ve olası bir durumdu. Ömrünü bundan sonra zincirler içerisinde geçirecek hale düşmenin herkesin başına kolaylıkla gelebilecek olmasını en iyi dördüncü yüzyıldaki köle ve özgür insan oranı gösteriyor: Atina'da bu oran "dörde bir" di, Korinth gibi yüzlerce kürekçi köleli gemilerin demir attığı liman kentlerinde bu oran "sekize bir"e çıkıyordu. Kürekçi bir köle zincirlerinden ancak öldüğünde kurtuluyordu. Yaşadığı sürece üstünde oturduğu kürekçi bankıyla bir bütündü. Yemek, içmek, uyumak, tuvalet ihtiyacı görmek ve hatta boğulmak, bunların hepsini işyerinde yapıyordu.
Varlar ama yoklar. Mobilyaları hep kassız adamlar taşır...
Yanlış anlamaları önlemek adına; Bu dağ gibi kaslı olanlar (Yunan kahramanları, erkek ve kadın fakretmez) yalnızca savaş ve atletizm veya boks müsabakaları için vardı. Asla tarla işleri veya kölelere hasredilmiş işler için değil. Elinde kazma ile veya odun keserken yakalanan özgür bir adam (köle olmayan) tartışmasız yüzünü kaybetmiş olurdu. Yunanlıların bu her türlü işi hor görüşleri özel bir ele almayı hakederdi. Aynı hor görüş Napoli'deki yaşlı ve kibirli amcam da ortaya koyuyordu "Tüm mütevaziliğimle kendimden iddia edebilirim ki, bugüne kadar hiç çalışmadım." derken.
Şimdi şunu bilmek gerekir ki, Dämon/demon (daimon) aslında "şeytan" demek değil, "ölmüş olanların ruhu" ya da daha iyisi hayalet demektir.
Boynuzlu...
Gelelim tekrar Minotaur(us)'a; (Kral) Minos çaresizdi! Karısının onu bir boğayla aldatmasını (çünkü lanetlenip nyphoman olmuştu) çok ağır bir hakaret kabul ediyordu. Hiçbir Kreta'lı yoktu ki, o arkasını döndüğünde boğa işareti yapmasın. Aldatmanın uluslararası işaretinin buradan geldiğine inanmak için hiçbir mani yok. Bu aldatma işi de saklanılacak gibi değildi, yanlış anlamaya sebep olmayacak olan (yarı insan yarı boğa olan çocuğu - Minotaur) gözler önündeydi.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Euripides trajedyasından alıntı
Çocuklar başka yoldan dünyaya gelseydi, Sizinle hiç bir işimiz olmazdı! (varlığınızdan haberimiz bile) (Ve böylece) İnsana kimi elem dokunmamış olurdu.