Altaylar'dan Anadolu'ya Kamizm- Şamanizm

Yaşar Kalafat
Kamizmde tırnağın inanç bakımından önemi vardır. Tır­nak gelişi güzel atılmaz, toprağa gömülmez. Büyükbaş hayvan­ ların mide yapısı tırnağa sindirmeye müsait değildir. Tırnaktan sakınmak için "sen beni cinlere söyleme, ben de seni ineğe söy­ lemeyeceğim" denir. Anadolu' da tırnakla ilgili inançlar vardır. Büyü malzemesi­ ne tırnak konur. Tırnaktan hareketle nazarlık yapılır. Büyüler tırnağın üzerine yazılır. Tırnak her yere atılmaz. Gece tırnak kesilmez.
Kamizmde, yeni dünyaya gelmiş bebeğin göbek bağı kuru­ tulur. Bu parça maske gibi bir beze dikilir. İçine kuru taneli be­ sinler konulur. Bu özel muska evin temiz yerine konulur. Kam buna bakarak sahibinin geleceğini tahmin edebilir. Bir nevi fal­ dır. Anadolu' da çocuğun geleceğinin tayin edeceği inancından hareketle, bebeğin eşi, cami, okul, çarşı gibi yerlerin duvar dip­ lerine gömülür.
Reklam
Altay Türkü aktarımından:
Tabiatı kutsallaştırdıkları kabul edilen Altay'ların inanç bi­ çimleri Kam'lıktır. Kamlık inancına mensup olarak hayatını sür­ düren Türkler dünyada fazla değildir. Altay Türklerinin 2.000 yıl önce yaşadıkları bölge Ötüken olarak bilinir. Burası Göktürk Kağanı Kutlu Bilge Kağanın, Orhun ırmağı kenarına yazıp dik­ tirdiği Bengi taşlarının yurdudur. Bize göre o taşlarda "Türk es­ki öz yurduna dön" yazılmaktadır. Biz Altay Türkleri, Rus ve Hıristiyan olmadığımızın bilinmesini istiyoruz. Biz Musevi de değiliz. Biz Altay dağlarında yaşayan ve unutturulmak isteni­ len, çağdaş bir dine mensup Türk soylu bir halkız. Batlıların Şa­ manizm dediği Kam Dini inancına mensubuz. Kamlık ata ruh­ ları esaslı bir dindir. Bu özel inanca göre Atalarımızın ruhu bize güzel bir güç verir. Konumuz olan Nevruz'a dönelim sizin Nev­ruz bayramını biz, Yılgayak (Yılbaşı) olarak kutlarız. Bu bay­ ram bizde üç bin yıldır kutlanmaktadır. Kutlama sebebimiz Tanrı ve Atalarımızın ruhları, karı buzu eritir. Böylece yeşil or­taya çıkmış olur. Yeşil demek hayat dernektir, canlılık demektir. Toprak canlanınca bütün hayvanlar yeşil ota kavuşurlar, insan ve topraktan çıkan bereketi alırlar. Tanrı insana "toprakla uğraş ondan çıkani yanına al, istifade et" dedi. Ata ruhları da bize "Haydi öz yurduna sahip çık toprağa hayvana bitkilere sahip ol" dedi.
18-19.yy'da Rusların Altay Türklerini Hristiyanlaştirma faaliyeti:
Altay Türklerinin 1 /12 si Hıristiyanlaştırılmıştır. Maalesef, bunlar Ruslaşmış Altay Türkleridir. Anadillerini dahi bilmezler. Kendilerini Ruslara borçlu hissederler. Altaylarda ciddi Hıristi­yanlaştırma faaliyetleri XVII. yüzyılda başlamıştır. Rus Hıristi­yan misyoner örgütleri Türk halkı Hıristiyanlaştırmak için belir­li zaman dilimleri için
Altay kişi, içecek bir şey ikram edecek ise, bir veya üç defa sağ eli ile elinin sırtı yere gelecek tarzda (normal suyu boşalma istikametinin tersine) yere döner. Altay kişi, bir cenaze merasiminde bir şey içecek ise batı yö­nüne bakarak içer. Zira inanca göre, ölünce ruhlar batıya gider­ler.
Ülkemizin Güneydoğu bölgelerinde bu inanç devam etmektedir;
Ay tutulunca Altay Türkleri, teneke döver ve gürültü yapar. Tel­ begen'in yakalamış olduğu ayı bırakmasına çalışılır. Telbegen (Yedibaşlı) bir güçtür. Bu güç ayı tutar.
Reklam
Altay Türklerinde:
Altay kişi sabah erkenden ulu dağlara çıkarlar. Bunu kart kişi (yaşlı)ler yaparlar. Amaç bereket için Gök Tanrı'ya dua et­mektir.
Dağ tepelerinin defin için seçilişleri, üstü taş yığılı mezar şekli, ulusu başlarında çocuk dileme, ilk saçın merasimle kesi­lip saklanılması, hortlayan ruhun makbul sayılmayışı inancı ha­la devam etmektedir.
Mavi'nin ve Ak'ın itibarlı oluşu 3-7-9-40 ın kutsal sayılma­ları, saçı yapılırken "ters" den dökülmesi günümüze kadar Ana­dolu' da devam etmiştir. Kayın ağacına saçı niyetine bez bağla­nılması, suya madeni para atılması, keza bilinen ve devam eden inançlarımızdır.
Agtıyan da Altay kişi iki yılda iki defa kurban keser. Bun­lardan ilki ilkbaharda olup Alevi inançlı Türkmen ve Zazalarda devam etmiş olması önemli bir tespittir.
Reklam
Altay Türk inancında ibadet:
Altay kişinin mescidi yoktur. Agtiyan'da adeta her yer mes­cittir. Bir ağaç veya kaya ibadet için yeterlidir.
Altay Kutay-Gök Tanrı inancında kadınlar ölünün ardın­dan ağlamazlar. Altay kişi de erkek veya kadının ağlamasına pek rastlanmaz ve yadırganır. Hint filmlerindeki ağlayan erkek­ler hayretle karşılanır. Yırlamak (ağlamak) bilinmez. Ölen kişi­ yi Kutay(tanrı) almıştır. O, ne yapacağını bilir. O'nun karar ve uygu­lamalarını göz yaşı ile karşılamak, O'na karşı saygısızlık sayılır. Altay kişinin böyle tutumları Altay Kutay'ı üzebilir. O'nu üz­mek doğru değildir.
Altay Türklerinde:
Altay kişinin inancına göre akşamları çok konuşulmaz. Ak­şam ölmek muteber sayılmaz. Akşam saati veya geç vakit, ay çıkmış ise Burkut olmaz. Altay kişide alçak gönüllülük, tevazu esastır. Böbürlenmek itibar görmez.
"Kültürel savaş, ideolojik ve politik savaşın asgari ikiyüzyıllık bir süreden beri asli unsurlarından olmuştur, sizin olan, sizi siz yapandır. Sizin olanı tanı­madan nasıl ona sahip çıkabilirsiniz. Sahip çıkılamayan zengin­lik fakirliğe yol açabilir. Günümüzde dünya aileleri büyük aile tipinde bütünleşmeye götürülürken, aile fertlerini kültürel özel­likleri ile birlikte tanımadan bu yeni sosyal yapıya dahil olmala­rı halinde akrabalığın getirdiği milli kültürel benzerlikler yerle­rini milletlerüstü, kültürel benzemezliklere bırakacaktır. Yeni kültür değerlerinin kaynatıldığı bu kazanda milli kültürlerinin tapusunu çıkaramamış uluslar adeta kültürel varlıklarını ortaya koymadan kültürel başkalaşıma tabi olacaktır."
Altay Kutay-Gök Tanrı inancında kadınlar ölünün ardın­dan ağlamazlar. Altay kişi de erkek veya kadının ağlamasına pek rastlanmaz ve yadırganır. Hint filmlerindeki ağlayan erkek­ ler hayretle karşılanır. Yırlamak (ağlamak) bilinmez. Ölen kişi­ yi Kutay almıştır. O, ne yapacağım bilir. O'nun karar ve uygu­ lamalarını göz yaşı ile karşılamak, O'na karşı saygısızlık sayılır. Altay kişinin böyle tutumları Altay Kutay'ı üzebilir. O'nu üz­mek doğru değildir.
Resim