1922'de bir Khmer tapınağını görmek adına Kamboçya’ya giden Malraux, tapınağın kabartmalarını sökmek suçundan bir süre hapis yatmak zorunda kalmıştır. İşte bu zorunlu kalış, Malraux'nun sömürge karşıtı düşüncelerinin gelişmesindeki adım olur.
#altenburguncevizağaçları Gestapo tarafından yok edilmiş bir “sonradan tamamlanan” roman, yani olduğu kadar.
Değişen bölümler, farklı uzamda başka kişileri okuyucuyla tanıştırırken geçişler arasında metinden kopacağını zanneden okur yanılır, çünkü bölümler birbirinin içinden doğuvermiş gibi gelir okundukça…
Kelimelerin raksıyla gözünüzde Vasari’nin “Marciano Savaşı”nın canlanması, Malraux ‘nun savaş tasvirlerini ne kadar başarılı anlatıyor olmasının kanıtıdır.
Savaşlarla otlar, yapraklar, kuşlar, toprak ölürken “İnsan Nedir?” diye sorgularken bulursunuz kendinizi…ama cevabı veremezsiniz…
Farklı renkler, farklı coğrafyalar, Batı’dan Doğu’ya doğru seyreden ve her iki kısım arasındaki uçuruma odaklanan bakış açısını yansıtmakla kalmaz, anlamak isteyene daha pek çok şey anlatır.
Gerçeğin kurmayaca mükemmel dönüşümüdür #altenburg
“Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür, yok eder.” diyen Nazım Hikmet, sanki bu metni dile getirmek istemiştir cümleleriyle…
.
Ben #andremalraux ile değişen dönemlerde, değişmeyen savaş acısını ve korkusunu iliklerimde hissedip insanı ve insanlığa dair olan şeyleri bir kez daha düşünmeye çalıştım.