On Üçlerin Romanı 3

Altın Gözlü Kız

Honore de Balzac
Cemil Meriç’in edebiyat ve edebiyat dışı alanlardaki çevirileri, onun, “kültürle derinlemesine alışveriş kaygı”sının, “düşünce mesaisi”nin izlerini taşır. Çevirilerinde Türkçeye olduğu kadar çeviri yaptığı dillere de hâkimiyetini gösteren Meriç, kendine has üslûbuyla bir yandan edebiyat ve düşünce dünyamıza katkıda bulunmaya devam ederken, zaman zaman da çevirdiği eserlerle ve yazarlarıyla ilgili kimi çalışmalarını da okurlarla paylaşır. Balzac’ın “On Üçlerin Romanı” üçlemesinin son epizodu olan Altın Gözlü Kız 1835 yılında yayımlanır. Hikâye, Paris yaşamından kesitler sunarak dönemin toplumuna ışık tutarken, bir yandan da kahramanlar arasında ördüğü ilişkiler ağıyla, aşkın sadece bir erkekle bir kadın arasında yaşanması gerekmediğini de gözler önüne serer.
184 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1833
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kısa kitaplar bünyelerinde bu denli fazla eğitici içerik barındırdığında buna hayran kalmamak elde değil. Balzac 86 sayfanın içerisine anlamlı, üzerine düşünülmesi gereken birçok değeri katmakla kalmamış, aynı zamanda başarılı bir olay örgüsü ve güçlü bir kurguyla bu anlatılanları örneklendirmiş. Anlatım çok güçlü, kitapta yer alan cümleler o denli kendilerinden emin yazılmışlar ki bu cümleleri sorgulayacak cesareti bulmak için gözü kara bir okur olmak gerekir. Kesinlikle okunması gereken bir öykü kitabıydı. Yazarın Vadideki Zambak adlı eseri kadar kuvvetli bir kitaptı. Hiç düşünülmeden okunacaklar listesine eklenebilir.
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · Karbon Kitaplar · 2019614 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Bugüne kadar okuduğum Balzac eserlerinden çok farklı şekilde yazılmış bir kitap okudum. Kitabın ilk üçte birlik bölümünde Balzac, Paris'teki her kesimden insanın yaşam tarzı ile ilgili geniş bir şekilde sosyolojik, psikolojik ve felsefi bilgiler vermektedir. Bu ilk bölümden sonra esas anlatılmak istenenen hikayedeki ana karakterlerden biri olan delikanlının biyografisi başlamakta ve kitabın yarısına kadar devam etmektedir. Kitabın ana konusu olan garip, gizemli ve dramatik bir aşk hikayesi ise kitabın ikinci yarısının tamamını oluşturmaktadır. Aslında kitap yazarın ''on üçlerin romanı'' ismini verdiği serinin üçüncü ve son kitabı olarak yayınlanmış. Burada itiraf etmeliyim ki bunu, kitabı elime alana kadar ben de bilmiyordum. Eğer bilmiş olsaydım kesinlikle serinin ilk kitabından başlardım okumaya. Kitabın geneli felsefi ağırlıklı cümlelerden oluştuğundan dolayı biraz zor okunuyor. Bu duruma belki çeviri de sebep olmuş olabilir. Belki de serinin yazılım şekli böyledir bilemiyorum. Serinin ilk iki kitabını henüz okumadığım için bu konuda kesin bir şey söyleyemeyeceğim. Zaman zaman sıkılarak okusam da yine de beğenerek okuduğum bir Balzac eseri oldu. Okunmasını da tavsiye ederim.
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · İletişim Yayınları · 2016614 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kitabın adı her ne kadar
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü Kız
olsa da bu baskı bir
Cemil Meriç
Cemil Meriç
çevirisi olduğu için bu başlık yeterli değil. Romana ulaşmak için tam 95 sayfa okumamız gerekiyor. Bu da neredeyse bir kitap sayfası
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · İletişim Yayınları · 2016614 okunma
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitabın Adı:
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü Kız
Kitabın Yazarı:
Honore de Balzac
Honore de Balzac
Tür: Roman Onüçlerin Romanı üçlemesinin son halkası. Balzac, bir “zevkusefa atölyesi” diye nitelendirdiği Paris’e dair, adıyla özdeş müstesna bir edebiyat türü haline getirdiği o désillusion’lar, sönmüş hayaller tufanına yaraşır, baş döndürücü bir tasvirler furyasıyla açıyor novellasını. Bir zanaatkâr titizliğiyle işlediği dili, eseri adadığı ressam Delacroix’nın tablolarını andıran koygun bir renk ve kontrast zenginliği içeriyor. Balzac, 1834’te, görece kısa, tok anlatılar kaleme aldığı bir evrede yazdığı Altın Gözlü Kız’da, arşınlanmadık düzlem, karışlanmadık toprak bırakmayan bitimsiz açıklamalara karşın izah edilemez kalanı; sezginin ağır bastığı rasgele seçimler, esprisiz ve “beyinsiz” tutkular üzerinden insanın gizemli, mistik yanını yoklarken, aynı zamanda topyekûn bir şehrin, “çehre değil maske” dediği o oyunbozan yüzünün tülünü aralıyor.
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · İletişim Yayınları · 2016614 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
On Üçlerin Romanı, Honore de Balzac'ın 1833 ile 1835 yılları arasında yazdığı, "Paris Hayatından Sahneler"in içinde yer alan üç kitaptan oluşan bir eserdir. 3. kitap olan Altın Gözlü Kız, 1835 yılında basılır. Üç kitapta, gizli bir cemiyetin üyesi olan on üç kişinin başlarından geçen olaylar anlatılır. On Üçler, düzene karşıdır. Bazı kahramanlar farklı kitaplarda tekrar tekrar ortaya çıkar. Altın Gözlü Kız'ın ilk 25 sayfasında uzun uzun Paris'i tasvir eder.Paris cehenneminde yaşayanları beş tabaka halinde ele alır.Balzac'a göre Parisli para ve aşk arayışı içindedir. Altın Gözlü Kız'da, Balzac yazar George Sand ile genç tiyatro oyuncusu Madam Dorval arasındaki lezbiyen ilişkiyi ele alır. Seride sevmediğim kitap, Altın Gözlü Kız oldu.Cemil Meriç'in Balzac üzerine yazdığı önsöz kitaptan daha ilginç geldi. Okuduğum 9 Balzac kitabı sonrası, Balzac ile uyuşamadığımı düşünüyorum. Goriot Baba ve Vadideki Zambak'ı çok beğendiğimi hatırlıyorum.Onları tekrar okuyup, Balzac okumalarına bir süreliğine son vereceğim sanırım.
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · İletişim Yayınları · 2016614 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Paris halkını psiko-sosyal açıdan genel analizinin yapıldığı ilk kısım zorlu olsa da sonrasındaki aşk hikayesi soluksuz okumanızı sağlıyor. Yatırım tavsiyesi olabilir.
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · Kapra Yayıncılık · 2020614 okunma
184 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Cemil Meriç çevirisi görünce dayanamadım. Aslen benim okuduğum kitap 2016 değil 1943 çevirisi olan ilk basım. İlk basımlar her zaman güzeldir. Kitabın giriş bölümünde Paris'e dair ne varsa; yaşam tarzı ile sosyolojik, psikolojik ve felsefi bilgiler yer alıyor. Bundan sonra ise gelişme bölümü diyebileceğimiz bölümde Bir Delikanlının Portresi adını verebileceğimiz ve kitabın yarısını kapsayan bir bölümümüz var. Son bölümde ise dramatik bir aşk hikayesi ve dramatik bir son göze çarpıyor. Evet, bu kitapta bir seriymiş ve 3 numaralı kitapmış. Gene tersten başladığıma ve diğerlerini okumadığıma eminim. Akım olarak Realist akım temsilcisi olan Balzac'ın bu romanında da bunu devam ettirdiğini gözlemliyoruz. Hikaye olarak zayıf kalsa da asıl beğendiğim ve ilgi çekici kısmın baştaki tespitler ve tanımlamalar olduğunu düşünüyor, keyifli okumalar diliyorum..
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · İletişim Yayınları · 2016614 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Altın Gözlü Kız, hayatta ve onun tekinsiz sahnesi aşkta kimin kimi baştan çıkarttığının iyice belirsizleştiği mecrada koşan bir roman. Üstelik bu belirsizliğin fonunu keskin bir burjuvazi eleştirisi ve Paris portresi, Balzac'ın deyişiyle 'Parislilerin fizyonomisi' oluşturuyor: "Paris halkının genel görünüşü insanı kuşkusuz dehşete düşürür. Solgun, sararmış ve mor çehreleriyle bu kalabalıklara bakarken insan ürperir. Paris zaten kucağında her an bir yığın çıkar ilişkilerinin fırtınalar gibi çarpıştığı geniş bir alan değil midir?.. Bunlar çehre değil bir yığın maskedir. Zaaf, kuvvet, sefalet, neşe ve ikiyüzlülüğün maskeleri... Hepsi de bitkin, hepsi de soluk soluğa bir ihtirasın silinmez izleriyle damgalıdır. Ne ister bu insanlar? Para mı, zevk mi?"
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · Karbon Kitaplar · 2019614 okunma
4/10 puan verdi
Kitap yarıda bırakmayı hiç sevmem adetimde değildir ama bu kitabı yarım bıraktım. Çok başarılı bir yazar olduğunu biliyorum ama kitap beni bir türlü içine çekemedi belki çeviriden kaynaklı bir şeydir. Belki hayatımın başka bir döneminde başka çeviriden tekrar başlayıp seveceğim bir kitap olur.
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · Kapra Yayıncılık · 2020614 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
🖋 Balzac'ın, Paris Yaşamından Sahneler'i anlattığı üçlemesi olan ‘Onüçlerin Romanı'nın son kitabını okuyarak seriyi tamamlamış oldum. Eser 1835 yılında bir roman olarak değil de bağımsız bir eser olarak yayımlanmış. Türkçeye çevirisi 1943 yılında Cemil Meriç tarafından yapılmıştır. 🖋Kitapta yazar, Paris yaşamından sahneleri okuyucuya sunarak bir aşk macerası üzerinden o dönemin burjuvazisini ve toplumun çürümüşlüğünü gözler önüne seriyor. Cemil Meriç; ‘Balzac bir toplumun otopsisi mahiyetindedir.’ demiş. Ayrıca Cemil Meriç çok yakınır Balzac cümlelerinden. Oyunlarla dolu upuzun cümleleri tercüme açısından yenilir yutulur değildir, bölmeye kalkışınca da cam gibi dağılıverir. Balzac'ın, kâh bir sayfa süren cümleleri, kâh da bir asır önceki Fransızcanın kitabî ifadeleriyle konuşabilmesi yüzündendir ki, romanlarını bir başka dile aktarmak oldukça zordur. Çeviren ya da üzerinde çalışan her yazarın baltayı taşa vurduğu zorlu bir madendir, Balzac kitapları. Kitaplarla ve Sevgiyle Kalınız.
Altın Gözlü Kız
Altın Gözlü KızHonore de Balzac · İletişim Yayınları · 2016614 okunma

Yazar Hakkında

Honore de Balzac
Honore de BalzacYazar · 132 kitap
Honoré de Balzac (asıl ismi Honore Balssa; 20 Mayıs 1799, Tours - 18 Ağustos 1850), Fransız yazar. Hayatı Asıl adı Honore Balssa'dır. Ancak ismini Balzac olarak değiştirmiş ve soyluluk ifade eden De’ öntakısını eklemiştir. Köy kökenli bir ailenin çocuğudur. Babası tüccardır. 6 yıl Vendome'da College des Oratoriens'te öğrenim gördü. Napolyon'un devrilmesinden sonra ailesi Paris'e taşındı. Burada 2 yıl daha okula gitti. 3 yıl bir avukatın yanında çalıştı. Ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim ağır bastı. Trajedi türünü denediği 1819'da yazılmış "Cromwell" başarı kazanamayınca romana yöneldi. Para kazanmak için tarihsel, mizahi ve gotik romanlar yazdı. Bunları değişik adlarla yazdı. Basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Başarılı olamayınca tekrar edebiyata döndü. Edebiyat hayatında çok başarılı eserler sundu. Birçok ülkede sayılan romanları ve kitapları çok büyük ilgi gördü ve tepkileri üstüne topladı. Edebiyatta başarılı olan Balzac hayatının sonuna kadar edebiyatla uğraştı. Edebiyat kariyeri 1829'da yazdığı "Les Chouans" isimli tarihi roman tanınmasını sağladı. Bu eser Türkçeye (Köylü İsyanı 1974 ve Şuanlar 1977 olarak) çevrildi. 1824-1834 arasında yayıncılarından aldığı parayla bohem bir yaşam sürdü. 1829-1831 arasında yergici gazetelere yazılar yazdı. 1830’lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında toplamaya karar verdi. Örf ve âdet incelemeleri, felsefi incelemeler ve çözümleyici incelemeler. Bu tasarı 1834-1837 arasında 12 cilt olarak gerçekleşti. 1840’ta bu yapıtların hepsine Dante'yi anımsatan bir başlık koydu: "İnsanlık Komedisi". 1842-1848 arasında 17 ciltlik bir baskı yapıldı. 1869-1876 arasında da 24 cilt olarak yayınlandı. Eserlerinde aynı kahramanlara tekrar tekrar yer verme düşüncesini geliştirdi. Bunu gerçekçiliğin baş romanı kabul edilen ve 1834'te yayınlanan "Goriot Baba"da uyguladı. 1836 ve 1837'de İtalya gezisine çıktı. 1828'de Versailles yakınlarında pahalı bir ev yaptırdı. Borç sorunu nedeniyle Passy'de bir eve yerleşti (Bugün Balzac müzesi). Para kazanmak için tiyatroda başarısız denemeler yaptı. Edebiyatçılar Derneği başkanı olarak yazar haklarıyla ilgili girişimlerde bulundu. 1847'de Polonya'da sevgilisi Eveline Hanska'nın şatosunda kaldı. 1850'de Eveline ile evlendi Paris'e döndüler. Birkaç ay sonra yaşamını yitirdi. Geride 85’i tamamlanmış, 50’si taslak halinde eser bıraktı. Romanda gerçekçilik ve doğalcılık akımlarının yaratıcısı olarak kabul edilir. Mantıksal bir sıra izleyen olayların her şeyi gören bir gözlemcinin ağzından anlatıldığı, kahramanların tutarlı bir biçimde sunulduğu, kuralları belli "klasik roman tekniğini" Balzac'ın kurduğu benimsenir. Olağanüstü bir gözlem yeteneği ve güçlü bir hafızası vardı. Kendisini başka insanların yerine koyup onların duygularını paylaşmayı biliyordu. Eserlerinde nedenselliği ve arka plan ile karakterler arasındaki ilişkiyi açıklamakta ustadır. Bütün bu özellikleriyle "romanın Shakespeare'i sayılır. 1789’la başlayan ve uzun bir süreç alan Fransız Devrimi sırasında gelişen toplumsal değişimi anlatan; çatışmaları, iyiyi kötüyü ortaya koyan, Cumhuriyetçiler ve Kraliyetçiler’in 1830’da ülkeyi bırakıp gitmek zorunda kalan X. Charles’e dek yaptıkları kanlı kansız tüm çekişmeyi özellikle göz önüne seren, bireylerin bu çatışmadaki ulu düşüncelerin altında aslında kendi çıkarlarını nice korumaya çalıştıklarını betimleyen; sevgi, güç gibi evrensel konuları tüm çıplaklığı ve eleştirel bir yaklaşımla inceleyen; günümüz okuruna sıkıcı gelebilecek ama öncelikle Fransa ve demokrasiyi algılayabilmekte yardımcı olması bakımından tüm dünya için önemli bir Roman yazardır. Fransız Devrimi’nin geçmişsel belgesidir kitapları. İnsalık Güldürüsü, yazarın 1830’da kendi yapıtlarını toplamaya başladığı bir üst yapıttır. Şu anda emin değiliz ama belkide 1830’da Kraliyetçiler’in yenilgisini perçimleyen sürgünden sonra devrimdeki ulu düşüncelerin bir yalan olduğunu düşünerek böyle bir yola gitti.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.