Kendi kısa ama içi dopdolu olan bu Çehov öyküsü ile bir hasta ile doktorun felsefe, sosyoloji, psikoloji, din ve adalet üzerine gerçekleştirdikleri diyologlar ile dönemin Rusya'sının yaşadığı ekonomik zorluklara, toplumsal duyarsızlığa, yozlaşmış kişi ve kurumlara bir bakış atıyoruz... İnsanların yaşadıklarını tecrübe etmeden ahkam kesmenin ne kadar yanlış olduğunu, kendini akıllı sananların, kötü insanların, yozlaşmışların arasında iyi insanların nasıl delirdiğini Yefimıç'ın hayat hikayesinde deneyimliyoruz... Öyküyü okurken Yefimıç ve Dmitriç diyologlarında adeta bir "kim hasta, kim doktor" ikilemine düştüm sıklıkla... Günümüz dünyasında da adeta hepimiz gücü kendilerinde bulunduranların yaşattığı bir 6. koğuş sarmalında sıkışıp kaldık sanırım...Kitabı bana anlatan en güzel cümle... Benim hastalığım, 20 yıl içinde bütün kasabada tek bir akıllı adam bulabilmemdir. Ama o da bir deli... Sonuç olarak.. Okuyalım, okutalım ve bolca düşünelim..