Alçakların karnı tok, sırtı pekti; namuslu insanlar ise yarı aç dolaşıyordu. (syf.15)
Merhaba... Anton Çehov'un Altıncı Koğuş adlı öyküsünü bitirdim. Can Yayınları'nın kısa klasikler dizisini severek okuyorum. Serinin beşinci kitabı olan Altıncı Koğuş'u da severek okudum. Altıncı Koğuş, başdoktor Ragin'in yönetiminde olan akıl hastanesinin bir bölümüdür. Altıncı Koğuş ve hastanenin tamamında düzensizlik kendisini göstermektedir. Temizlik yönünden de durum içler acısıdır ve bunların yanı sıra hastane çalışanlarının da bu olumsuzlukta rol aldığı görülmektedir. Tüm bu olumsuzluklarla mücadele eden Doktor Ragin, bir süre sonra yaptıklarının karşılığını alamadığını görür ve bu çabasını sürdürmeyi bırakıp hastaneye sık sık gitmemeye karar verir.
Kitapta Anton Çehov'un aydın Rus sınıfına karşı eleştirisini, o sınıfın toplumun sorunlarının farkında olmadığını, halktan koptuklarını, hatta kültür düzeyi olarak da halktan belirli bir üstünlükleri olmadığını, sorunları çözmek için ilk adımı atmak yerine sorunları izlemekle yetindiklerini, bu yöntemle sorunun çözülmediğini görünce ilk adımı atmamakta direndiklerini görüyoruz.
Kitabın kurgu kısmı ise şöyle: Bulunduğu yerde kültür düzeyi yüksek konuşacak biri bulamayan Doktor Ragin, Altıncı Koğuş'taki ruh sağlığı bozuk olan İvan Dmitriyeviç Gromov'la şans eseri konuşmaya başlar ve bu sohbetten çok hoşlanır. Ve bu durum hergün devam etmeye başlar. Ama bu durum çok uzun sürmeyecektir...