Tek kelime yeterli aslında bu kitap için: Mükemmel! Özellikle felsefi okumalardan hoşlanıyorsanız sizin için biçilmiş kaftan Altıncı Koğuş. Yıllardır okumayı ertelediğim için pişmanlık duydum, çünkü her bir sayfası hatta her bir kelimesi dolu dolu! Bir hikaye düşünün size hem örneklediği toplumun bir parçası gibi hissettirsin; hem iki felsefik akımı size en akıcı, en yalın, en anlaşılır haliyle anlatsın; hem "olması gereken"i yaptığınız, "olan"ı es geçtiğiniz için toplumda bir parazit, bir hastalık, bir nevi parmağa batmış bir kıymık muamelesi görmenizi size eşsiz bir anlatımla sunsun... Çehov'un Altıncı Koğuş'u böyle bir eser.
Kayıtsız, tembel, düzeni alaşağı etmek ya da en azından iyileştirmek için herhangi bir atılım içine girmekten aciz, ama felsefi açıdan kendini bilge konumda gören bir doktor ile talihsiz bir yaşamla hükmü verilmiş entelektüel bir akıl hastasının öyküsü diye özetleyebilirim hikayeyi... Karşılıklı atışmaların olduğu bölümler gerçekten can alıcı ve sürükleyici! Finali de baştan beri beklediğimiz kaçınılmaz son, ama yine de etkisinden çıkılmıyor.
Tekrar, tekrar okunur. Tavsiye ederim.
