Altınoluk Sohbetleri 2

Musa Topbaş (Sadık Dânâ)

Öne Çıkan Altınoluk Sohbetleri 2 Gönderileri

Öne Çıkan Altınoluk Sohbetleri 2 kitaplarını, öne çıkan Altınoluk Sohbetleri 2 sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Altınoluk Sohbetleri 2 yazarlarını, öne çıkan Altınoluk Sohbetleri 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beş vakit namazı vaktinde devam üzere kılana dokuz şey ikram edilir :
Allah onu sever. Bedeni sağlam olur. Melekler onu korur. Evine bereket iner. Yüzünde salihler siması olur. Allah Teâlâ kalbini yumuşatır. Sıratı parlak şimşek gibi geçer. Onlar için korku ve hüzün yoktur zümresine ilhak eder. Allah Teâlâ onu cehennemden korur.
Gece namazına mâni olan şeylerden bazıları dünya işlerine fazla îtina göstererek, onlarla çokca meşgul olup azaları yorgun düşürmek, halkın arasına karışıp fuzûlî, fâidesiz sözler konuşmaktır. Gece kalkmaya muvaffak olan kimse ise, vaktin değerini bilen, hastalığının şifasının ne olduğunun farkında olan kimsedir. Böyle olan kimse ihmalkâr davranmaz, ihmal ederse ihmale uğrayacağını bilir. Midenin yemekle dolu olmaması da geceleyin kalkışa bir sebeptir. Yenilen yemeğin, uyanık bir kalb ve zikr-i ilâhî ile yenilmesi, geceyi ihyâ etmeğe yardımcı olur. Mideye ağır gelen bir yemeğin kalb için daha fazla ağırlık vereceği bilinmelidir. Salihlerle ve sâdıklarla ülfet edenlerin gece ibadetlerine kolaylıkla kalktıkları müşâhede edilmektedir. Gönüllerini Allah'a verenlerle beraber olmak sûretiyle onların o güzel hålleri, onların gönüllerinden, bizim gönüllerimize inikas eder.Bu suretle benliğimizdeki dünya sevgisi zail olur,ittika yolunu tutanlardan oluruz.
İnikas : Bir yere çarpıp geri dönme, aksetme.Tasavvufta bir büyüğün kalbindeki feyz denilen mânevî ilimlerin talebenin kalbine yansıması.Kitabı okudu
Reklam
E tabi biz olsak...
Ahmed bin Hanbel hazretlerinin evlenme çağı gelmişti.Bir adamın iki kızı varmış onları O'na tavsiye etmişler, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin ilk suâli şu oluyor: Güzeller mi? Bak hangisini beğenirsen, onu sana isteriz. Biri güzel, diğeri ise çirkince ve gözleri şaşı. Ahmed bin Hanbel hazretleri tekrar soruyor: Hangisi daha akıllı? Çirkince ve şaşı olan daha akıllı. O hâlde çirkince ve şaşı olanı tercih ederim, buyurmuşlar. Ve evleniyorlar. Mes'ud oluyorlar, o akıllı muhterem kadın Ahmed bin Hanbel hazretlerine her hususta yardımcı oluyor ve duâsını alıyor.
Abdülkadir Geylânî (ks) buyurur :
Kalbindeki düşünceleri, tasaları, endişeleri at. Bir tek tasan olsun. O da Allah'a lâyık bir kul olup olmamak endişesi olsun. İşte bu mertebeye ulaşabildiğin an, bütün diğer tasalarına Allah kâfidir. Onları o karşılar ve senden yok eder, senin tasan, senin ulvî gâyen, senin için en mühim olandır. Eğer bütün tasan, gâyen Allah ise; bütün himmet ve gayretini ona lâyık bir kul olmağa hasrediyor isen,sen dünya ve âhirette onunla berabersin...
Ezân-ı Muhammedî
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî Hz.leri ezân-ı Muhammedî okunmaya başladığı zaman, ya ayakta durur ya dizleri üzerine oturarak büyük bir hürmet ve huşû içinde ezânı dinlerdi.Ezân bitince de, ezân duasını okur, salavât-ı şerîfe getirirdi.Sonra hemen namaza kalkar ve talebelerine de namazı evvel vaktinde kılmalarını tenbih ederdi.Ve ezân ile alakalı olarak da şu hadiseyi anlatırdı: Belh şehrinde müttakî bir zat vardı. Her ne zaman ezân okunmaya başlasa, bu zat bütün işlerini bırakır ve iki dizi üzerine otururdu. Sonra ezânı mütevâzı bir şekilde dinler ve ezân bitince de ezân duasını okur ve salavât-ı şerîfe getirirdi. Ve sonra da araya bir iş karıştırmadan hemen namazını kılardı. Bu zat hep böyle yapar ve bu âdetini hiç aksatmazdı.Nihayet bir gün bu zat vefat etti. Cenazesi teneşir tahtası üzerinde yıkanırken, ezân okunmaya başladı. Ve ezân okunurken cenaze birden doğruldu ve ezan bitinceye kadar diz üstü olarak hareketsiz bekledi. Ezân, tamam olunca cenaze tekrar yattı. Cenazeyi kabre koyduklarında sual melekleri geldiler. Sual melekleri olan Münker ve Nekir'e, Allah Teâlâ tarafından şöyle bir hitap geldi: - O kulum, ismim anıldığı zaman, ismimi aziz tutarak hürmetle beklerdi. Siz de onu ziyaret edip, aziz tutun! Bu gün ise ezân sesi duymamak için, cami civarlarında oturmayanlar var.
"Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını ihya etmiş olur. Sabah namazını cemaatle kılan bütün geceyi ibâdetle geçirmiş gibi olur." (Müslim, Buhari) "Kırk gün birinci tekbiri kaçırmadan cemaatle namaz kılan için iki Berât yazılır; biri cehennemden kurtuluş,diğeri nifaktan kurtuluş beratıdır."( Tirmizi) Bu sebeple, Seleften bir kimse, iftitah tekbirine yetişemediyse üç gün kendisine "üzülme, başın sağ olsun" derlerdi. Eğer cemaate yetişemediyse, yedi gün böyle derlerdi. Said İbn-i Müseyyeb (ks) derdi ki: - Yirmi sene oluyor ki, camiye girmeden ezân sesi duymadım. Alimlerden birçoğu şöyle demişlerdir: "Bir kimsenin bir özürü olmadan, namazı yalnız kılması doğru olmaz." O hâlde cemaati önemli tutmak gerekir.
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.